donderdag 7 januari 2010

TC KRIZI

Dun tabzon,da bir savas gemisi olan Oruc Reis adli firkateyn,den Genelkurmay bskani basbugun yaptigi aciklamalar medanin gundeminde onemli bir yer tuttu.

Oncelikle basbug neden Trabzonu secti.?Neden o Savas Gemisinden mesaj verdi?gibi sorularla bslayan tatisma yazilarinda farkli yorumlar yapilsa bile genelde bu yorumlar ic politik hesaplar uzerinde yogunlasti.Ayni gun AKP baskan vekili Huseyin Celik,in yaptigi aciklamalar dikkati cekti.Huseyin Celik,in bu aciklamasinin neden Samsun,da yapildigi sorgulanmadi?
Biz bu show gosteri ve aciklamalari tarihsel acidan ve Turkiye,nin jeo-politik hassasiyetleri uzerinden
yorumlamaya calistigimizda farkli sonuclar ortaya cikmaktadir.

Genel Kurmay baskani Trabzon,daki aciklamasinda soyle demis:icinde bulundugumuz durumdan rahatsiziz.AKP,li Huseyin Celik ise acilim devam edecek Siyasetcilerin muhatabi Siyasetcilerdir.Biz bunu cozum yeri olarak TBMM,nin gosterildigi seklinde yorumladigimizda bu kez Turkiye,de muhtemel bir askeri darbe ihtimali ve gecmiste bu darbelerin Turkiye,yi nereye goturdugu uzerinde bir tartisma sorunuyla karsilasiyoruz.
Bilindigi gibi 12 Eylul darbesi yorumlandiginda veya darbeye yol acan nedenler uzerinde tartisildiginda uluslararasi konjukturde ve Bolgesel denglerde degisimler onemli olcude yer tuttu.


Turkiye,de sistemin bir kriz icerisinde oldugu bu krize cozum olarak farkli yaklasimlarin oldugu ve herkes kendi acisin sruna yaklassa bile iki ana egilimin kendini gosterdigi aciktir.Bunlardan biri Statukoculuk digeri ise,degisimciliktir.

Statukoculuk var olan sistemin sorgulanmasi yerine sistemdeki en kucuk degisimin bile turkiye,yi sarsacagi ve tutkiye,nin buyuk devlet olgusunu ortadan kaldiracagi seklinde kendini gostermektedir.Bu yaklasim bir Psiko-Patoljik yaklasindir.Bu yaklasimin kaynagi da paronaya dir.Bu daha cok kendini Turkiye,nin bolunmesi uzerine kendini gosteriyor.
Diger yandan oteki egilimde kendini degisimci gosterse bile kendi icerisinde homojen degildir.Bu degisim isteminin sinirlari ve icerigi farkli bir bicimde kendini gostermektedir.
Bu iki egilim icerisinde en saldirgan ve tutucu kurum turk ordusu ve kemalist burokrasidir.Bunlarin yandasi ve parlementodaki uzantilari CHP ve MHP dir.TBMM,de son gunlarde DTP,nin kapatilma davasindan sonra ortaya cikan durum krizin cozum yerine derinlesme noktasina dogru gittiginr isaret ediyor.

TBMM,deki mevcut tablo iktidar muhalefet iliskileri olarak yurutmede ve poltik sistemin islyisinde gosteriyor.Turkiye,deki demokrasi kulturunun geriligi her acidan iktidar muhalefet iliskilerinde kendini gosteriyor.Nevarki bugun ana muhalefet partisi olan CHP,nin gecirdigi sarsinti,onun marjinellesme yonundeki gelisimi sinirli da olsa bir umut olusturuyor.

Kisaca bu aciklamalardan sonra biz konumuza donelim AKP Hukumetinin Kurd Acilimi daha sonra Demokratik Acilim adini verdigi Projenin gelecegi ve icerigi konusunda supheler bulunmaktadir.Bu suphelerin kaynagi daha cok projenin netligi uzerinde yogunlasirken bu konuda aritik soylenecek bir sey yok bu acilim bostur,yararsizdir diyenlerde bulunuyor.

Bu belirlemedelerden sonra sunu diyebilirizki Turkiye degisim sancilari icerisinde bulunan bir ulke olarak kisa surde sorunlari cozebilecek kapasitede bir ulke degildir.Sorunun cozumunu dis konjukturel gelismeler onemli decede etkileyecektir.

http://members7.boardhost.com/kurdistan/msg/1256812860.html

Bugun Turkiye devlet sinirlari icerisinde ve dis temsilciliklerinde Turkiye Cumhuriyeti,nin kurulusu resmi torenlerle kutlaniyor.

Turkiye Cumhuriyeti bundan 86 yil once M.K.Ataturk tarafindan kuruldu.onun kurucu ilk Cumhurbaskani olmasi nedeniyle resmi cevreler ozellikle Turk oradusu tarafindan Ataturk Cumhuriyeti olarak adlandirilmaktadir.

1934 yilinda cikan soyadi kanunuyla Ataturk Soyadini alan Mustafa kemal,in Selanik dogumlu olmasinin disinda diger kimlik bilgileri tartismalidir.Ne varki onun yaptigi isleri Turkluk adina yapmasi nedeniyle bu konu tartisilmaz bir tabu haline getirilmis.Turk kokenli bile olmiyan degisik azinliklara mensup olanlarin Turk,ten daha fazla turkcu gecinmesinin onu acilmistir.

Bircoklari basta eski ve yeni Turkculerin ovunerek savundugu Osmanli Devleti,nin yikintilari uzerine kurulan Turkiye Cumhuriyeti icte demokrasiyi degil terroru secti.
Iktidar olana kadar kendi amaclarini saklayan daha da ileri giderek Yabancilarin elinde esir olan osmanli padisahini kurtarmayi hedefledigini soyleyen Mustafa Kemal,in takipcilerinin hep kendileri disindaki cevre ve guclere karsi supheyle bakmasinin ardinda o cumhuriyetin gecmisi yatiyor.

Osmanli Devleti yikildiginda ve ardindan Kurtler ve Ermenilerin Kendi ozgurluklerini guvence altina alan sevr antlasmasi Istanbul hukumeti tarafindan kabul edildigi donemde ortaya cikan Mustafa kemal,in ise oncelikle karadeniz,bolgesi,nde yasiyan Pontuslulara yoneldigi bir sir degildir.
Bu nedenle 19 mayis Tarihi surgunde yasayan pontuslular tarafindan bir katliam gunu olarak kutlanmaktadir.

Ote yandan onun orataya ciktigi tarihte kafkaslar karisik bir bolgedir ve kendi iclerinde bir catisma halindedir.Iste bu ve baska nadenlerle Kurdler ve Ermeniler arasindaki gecmise ait sorunlar on plana cikarilmis Onunu goremiyen kurd ve Ermeniler farkli saflarda yer almis lozan antlasmasiyla birlikte her iki taraf da kaybedenler durumuna gelmistir.

Lozan Antlasmasiyla birlikte artik Turkiye icin yeni bir donem baslamistir.Bu donem Cumhuriyet Donemi diye anilmaktadir.
Kimilerine gore Anayasal monarsi,den Cumhuriyete gecis bir devrim surecidir.Bu surecte yapilan yanlisliklar onun genc bir cumhuriyet olmasindan kaynaklanmistir.Ortada Demokrasi ve halk iradesi diye bir kavram sozkonusu degildir.Nedeni halk cahildir birseyden anlamaz denerek elitist bir siyasetin savunuculugu yapilmistir halen de bu egilim guclu bir sekilde kendini dayatmaktadir.

Eger biraz Turkiye,deki kemalist harekati biraz baska ulkelerle karsilastiracak olursak ilk akla gelen Fransa dir.Fransa,da Monarsi,ye karsi gelisen harekat bir ic dinamikler sorunuydu baska bir degisle bir halk destegie sahipti ne varki Avrupa.da ilk deneyim olmasi diger Avrupa devletleri,nin yeni sistemden korkmasi nedeniyle yapilan mudahaleler Fransa,da istikrarsizligi ve savaslari korukledi.Sonucte Fransa Avrupa devletleriyle 1815 Tarihli Viyana sozlesmesini imzaladi.

Turkiye,deki Cumhuriyetle Fransa,daki cumhuriyet arasindak en onemli ayriliklardan biri de budur.Yani biri baris sozlesmesini yenilerek imzalamis digeri ise kendisine dayatilan sozlesmeyi iptal ettirerek baris anlasmasini imzalamis bu nedenledirki Turkiye ne zaman Turk olmiyan kesimlere yonelik herhangi bir istem gundeme gelse bizim azinliklarla ilgili politikamiz bellidir diyerek lozan,i savunmaktadir.

Turkiye Cumhuriyeti,nin kurulusundan gunumuze 28 tane kurd ayaklanmasinin bastirildigi yenisinin de bastirilmasi veya tasfiye edilmesinden sozedilmektedir.

Ne varki gecmiste oldugu gibi bugunde Turk tarafi uluslararasi iliskilerde bugunde avantajli durumdadir.Kuskusuz bunda Kurd ve Kurdistan politikasinin savunulmasindaki yanlisliklar buyuk rol oynamaktadir.Tarihten yeterli bir ders alinmamistir.P.Rondot adli bir Avrupali yazar Kurdler ve Hukuk adli eserinde Kurdlerin savasta kazandigini masalarda kaybettiginden soz etmektedir.Bu tespit dogrudur bugun de bu devam ediyor nedeni neyi istedigi konusunda kurdlerin abuk subuk gorusler ileri surmesidir.

Sozum ona Kurdler kurulan kanli cumhuriyetin kurucusuymus.Eger biz kurucu bir unsur olarak kabul edersek Dersimli Diyab agayi ve Turk parlementosunda oturup Lozan da gorusmeleri surduren Ismet inonu,ye destek sunan Kurd parlementerleri savunacagiz.Iste bu su saskinligi goremiyenler hergun yatip kalkip ici bos baris onerileriyle halki avutmaya calismaktadirlar.

Bugun 86.kurulus yildonumunde yine bir soguk bir kutlama gerceklesiyor.Hemde Hukumetle ordu arasinda zoraki bir bulusma grceklesiyor.Turkiye 3 kez askeri bir darbe donemi yasadi.Bugun de bu tehlike devam ediyor.Artik darbeler donemi gecti.Turkiye de bir daha askeri darbe olmaz gibi soylemler bilincsizce soylenmis sozler degilse,halki aldatmaktan onu demokratik kazanimlari koruma yonundeki cabalardan uzak tutmaktan baska bir ise yaramiyor.

Gecmiste oldugu gibi Kurdistan meselesi bugun de Turkiye,nin demokratk gelismesinin onundeki engellerin basinda gelmektedir.Bu engelin asilmasi inkardan degil sorunu kabul etmek bu konuda samimi bir caba gostermekten gecer.

http://members7.boardhost.com/kurdistan/msg/1256812860.html

HASAN BALIKANI

Dun CNN-Turk,un Tecrube konusuyor programina katilan T.C Cumhurbaskani A.Gul Turkiye,de askeri darbeler donemi geride kaldi.Artik bunu dusunmek TSK,ya(Turk Silahli Kuvvetleri)saygisizlik olur dedi.

Gazeteci Hasan Cemal ve Cengiz Candar,in hazirladigi dunku programda, yeni birsey daha ortaya cikti.Meger Cankaya Kosku,nun Denziz seviyesinden yuksekligi 864 degil 1041 metreymis.Bunu soyleyen cumhurbasani A.Gul bir yukseklik rakami degil tarih veriyor.Bu tarihi veris de Turklerin Anadoluya gelisi ve Selcuklu devleti,nin kurulus tarihiyle ilgili.

Bilindigi gibi Cumhurbaskanligi forsu,nda 16 Turk devleti,ni simgeliyen isaretler var.Zaman zaman Turkiye,de Milliyetci-Irkci-Soven Turkler son turk devletini korumak ve sonsuza kadar yasatmak,Esir Turkleri kurtarmak,tan soz ediyor,Milli Devlet Guclu ordu sloganlarina sariliyordu.

Abdullah Gul,un aciklamasi tarihsel acidan sorgulanabilir.Ama herseyden once bu aciklamayi eger biz T.C Devleti,nin bu yil Nahcivan,da imzalanan Turk Dili konusan ulkeler zirvesindeki olusan belge cercevesinde yorumladigimizda Turk devleti,nin yeni bir tarih yazma ihtiyacinin belirtildigini kavramak gerekiyor.

A.Gul,un aciklamalari her nekadar gecen yila ait degerlendirme ,bu yila girerken verilen mesajlar olarak algilansa bile,bu aciklamayi bu yil AKP hukumeti ve onun tarafindan bir milat oluyor diye bu degerlendirmek mumkundur.

Dun basliyan ve 4 gun surecek olan Buykelciler konferansi,nda 200,e yakin Buyukelci Ankara,ya cagrilmis bu cagrilanlar icerisinde Brezilya,Japonya ve Almanya Disisleri Bakanlarinin yaninda FKO ve KKTC devlet baskani Talat da davet edildi.Bu son iki davetin Ortadogu ve akdenizle iliskisi yakin bir guncel politika acisindan ele alinsa bile, digerleri yani Almanya,Japonya ve Brezilya Turk Devleti,nin iliskileri ve onune koymus oldugu hedefler acisindan bir isaret oluyor.

Bu isaret Buyukelciler Konferansinda Disisleri Bakani A.Davutoglu,nun T.C Devleti,nin ilk Cumhurbaskani M.Kemal,in Hatti-Mudaffa degil Sathi mudaffa o da Vatandir degisini revize ederek Hatti-diplomasi degil,sathi-diplomasi o da dunyadir seklindeki revizyonu yaparak acikladigi politik hedefle ortusuyor.

Duzenlenen konferansin demokrasi,guvenlik istikrar ve 2010 yilina bakis basligini tasimasi Turkiye,nin kendi hedefi uzerinde netlesmeye dogru gittigini de gosteriyor.

Bu netlesme gorevi geregi Dis politika uzerine daha fazla konusan A.Davuyoglu,nun Turkiye global bir guctur.Bu guc kendi cografyasi icerisinde bir super devlet rolu oyniyabilir.icine kapanamaz disa acik vizyoner bir ulke olmalidir mesajlariyla ortusuyor.
Bu hedefe varmanin yolu da demokrasi ve ic istikrardan gecer.o halde ic politikayla dis politika biribiriyle uyumlu olmalidir seklindeki aciklamayla tamamlanmaya calisiliyor.

A.Davutoglu,nun yukaridaki aciklamalari veya belirlemeleri T.C Basbakani R.T.Erdogan ve TC Cumhurbaskani A.Gul tarafindan tamamlaniyor.T.C Basbakani R.T.Erdogan DEIK(Dis ekonomik iliskiler konferansi),nda Medyaya dememismiydi?Huzuru Bozmayin diye. Turkiye,nin disaridaki imajini sarsacak soylemlerden kacinilmalidir.Sorunlar Milli birlik ve butunluk cercevesinde s cozulmelidir seklinde siksik gundeme gelen AKP hukumetinin izledigi ic ve dis poltikaya destek olmaya calisan T.C Cumhurbaskani A.Gul bu soylemiyle Hukumet ile ordu iliskilerindeki cikan sorunlarin tartismalarin basina yansimasindan rahatsizlik duydugunu ifade ediyor.

Bu rahatsizlik ayni zamanda TSK ile hukumet arasindaki celiskileri yumusatma ve TSK,nin prestijini korumayi hedeflerken,ayni zamanda disarida Turkiye nereye gidiyor? sorusuna cevap vermeyi amacliyor.Verilen cevap da Turkiye askeri darbelerle denge bulmaya calisan bir ulke degil,istikrarli demokrasi icinde gelisen bir ulke oluyor.Bu mesajiyla bazilarini uyarmanin yaninda halki da dostlarini da uyutmayi hedefliyen A.Gul,e Unlu yazar Aziz Nesin,in Turkiye,nin ici baska disi baska diye.?belirtigi aciklamayi hatirlatmak gerekiyor.

Eger bu olmasaydi o neden Yasama yurutme ve yargiyi temsil eden gucleri Cankaya koskune cagiriyor.Evet A.Gul,un bu soylemi yanliz Turk Medya,sina verilen bir mesaj degil,ayni zaman da dis basina yonelikdir de.

Gecen ay ABD Devlet Baskani B.Obama ile gorusen R.T.Erdogan Amerikadaki basin toplantisinda Turkiye,de basin ozgurlugu ABD,den ileride diyerek gaf yapmis dis basina yonelik sert elestiriler yoneltmisti.


=============

Posted by Hasan Balikani on 6/1/2010, 18:34:19, in reply to "A.Gul;Turkiye,de artik askeri bir darbe dusunmek TSK,ya saygisizlik olur."

Turkiye de demokrasi ve demokratiklesme sorununda medya arasindaki catisma devam ediyor.Bu catisma Medya-Siyaset iliskileri cercevesinde gelisiyor.Bu catismanin varacagi nokta uzerinde cesitli tahminler yapiliyor.Bu catismanin boyutlari disariya da yansidi.

Bu yilin ilk haftasinda internet.haber sitesi yazari Ufuk Soylemez The Economist adli haftalik dergiyi protesto icin cagirida bulundu.Bu cagirinin BBC,yi kara listeye alan Iran Yonetiminin soylemleriyle ortusmesi dikkati cekti.Daha yakin zamanda Sozcu Gazetesinden Mehmet Emin Colasan,in acikca Askerlerin basi,na yaptigi Askeri Darbe cagirisiyla ortusen Internethaber sitesinin siyasi durusu ve The Economist dergisine karsi protesto cagrisi yapan Ufuk Soylemez,in Sozcu gazetesi yazari M.Emin Colasan,la ortusen soylemi dikkati cekti.

Internethaber yazari Ufuk Soylemez kosesinde The Economisti protesto edelim baslikli yazisinda soyle diyor:

Dunyaca unlu Ekonomik/Politik haftalik bir dergi olan Ekonomist 1 milyonu askin trajiyla hakli bir etkiye ve oneme sahip.Bende Isimin ve uzmanligimin geregi bu dergiyi yillardan beri takip ediyorum.
Ancak son 2-3 yildan beri The Economist,in Turkiye,ye yonelik yazi ve yorumlarina bir haller oldu.Nerdeyse hafta da bir Turkiye ile ilgili ve cogunlukla ekonomik degil politik iddiali ve tarafli yazi ve yorumlar yapmaya basladi.Cogu yazarin ismi dahi olmadan imzasiz yayinlanan bu makaleler Turkiye Cumhuriyeti,onun kurucusu Ataturk,e ve TSK,ya(Turk Silahli Kuvvetleri)karsi azilli bir dusmanin kaleminden cikmiscasina taraf ve onyargili olmaya basladilar maalesef.
AKP,nin Kibris,ta ver kurtul poltikalarina,Kuzey Irak,taki Barzani Asireti,ni devlete donusturme gayretlerine,Ermenilerin Turkleri soykirimci ilan etme heveslerine canak tutan yazilar biribirini kovalamaya basladi.The Economist bununla durmadi icimizdeki laiklik karsiti yobazlarin vatan haini boluculerin,dis guclerin masasi haline gelmis 2,nci Cumhuriyetcilerin,marksizm,den donme liberal da olmiyan liboslarin adeta sozculugune hatta onculugune soyundu.
Ulus devletimiz,uniter yapimiz laik cumhuriyet ilkelerimiz,Ataturk ve onun dusuncelerini The Economist,in haksiz,hasmane ve sistematik elestirilerinin hedefi haline geldi.Bu makul ve taahhamul edilebilir elestiri sinirlarinin cok otesinde,Turkiye,Ataturk ve cumhuriyet degerlerine yayin yoluyla organize bir saldiriya donustu.

Yaklasik 10 ay once benimle bir yazi yazilmis ve durumdan kaygi ve rahatsizlik duyan sorumluluk sahibi,yurtsever cumhuriyetci,gercek milli aydinlarimizla birlikte bir mektup hazirlayarak,The Economist yonetimine gondermistik.Ancak The Economist Dergisi 5,inci kol faaliyetine donusen Turkiye aleyhindeki yazilara son sayisinda bir yenisini daha ekledi.

Bu nedenle simdi,ulkemizin,Ataturk ve cumhuriyet degerlerinin boylesi art niyetli objektiflikten uzak,kasitli bir psikolojik harekete maruz kalmasindan rahatsizlik duyan cok sayida,duyarli,sorumlu,Modern Turkiye Cumhuriyeti,nin kurucusu Ataturk ve onun ilkeleri milletimizin buyuk cogunlugu tarafindan gonulden benimsebnmektedir.
Misak-i Milli ile cizilen sinirlarimiz ve uniter yapimiz istiklal savasi verilerek kurulmustur.TSK da milletimizin bagrindan cikan milli ordumuzdur.

Bunlari bilmiyenlerinbilmezlikten gelenlerin kustah ve pervasiz yayinlari karsisinda demokratik mesruyet sinirlari icerisinde yazili tepkimizi gostermek boynumuzun borcu olmustur.Dileyen okurlarimiz icin The Economist Dergi,sine yazili ve elektronik posta ile mesaj gondermek icin gerekli adres ve numaralari asagida bir kez daha veriyorum.

The Economist ya zihniyetini ve Turkiye,ye yaklasimini yeniden gozden gecirmeli,yada Turkiye,den kendisine bu provakatif yazilari imzasiz yazarak gonderen yazarlarini bir daha degerlendirmelidir. The Economist Dergisine yakisacak olan bu tavir diye halen dusunuyor ve umut ediyoruz.bekliyoruz.

Ben buradayim diyerek demokratik itirazlari bir kez daha seslendirmek gerekiyor.Bu ulkemizin sadece medya-basin yayin kurulusu goruntu ve kimligi altinda tum degerlerin varligini,ilkelerin adeta psikolojik bir taaruza tabi tutulmasini hicbir sekilde hos goremeyiz.mazurgosteremeyiz,kabullenemeyiz.
Demokrasi ve hukuk kurallari icinde medeni cesaretimiz ozguvenimizi ve onurumuzu yazili protesto ile ortaya koyabiliriz.Koymaliyiz.
Turkiye sahipsiz degildir.
(04/01/2010 internethaber.Ufuk Soylemez)

Internet.haber sitesi,nde yer alan The Economist,i protesto edelim baslikli yazi boyle.Bu yazinin basligina 2 rakami yerlestirilerek birincisinin de varligi hatirlatilmaya calisilmis bu yazi dikkatli icelendiginde yazarin tekrar The Economist,in adresini ikinci kez veriyorum aciklamasindan bu yazinin 10 ay oncesi The Economist Dergisi,ne gonderilen ilk yazi oldugu anlasiliyor.Bu ilk yazi dikkatimizden kacmis inceleyemedik.Ama bunu incelemeye calisacagiz.

Yazarin aciklamalarindan yeni yazilan yazinin bir kez daha hatirlatma anlamina gelen ifadeler var.Daha onceki yazida kendi imzasi olsa bile bu yaziyi bircok kisiyle paylasarak yazdiklarini soyluyor.

Bunlar kimler olabilir diye sorusturdugumuzda aklimiza ilk once
Turk Medyasi,nda gundeme gelen Muhalif medya,Yandas Medya ayrimini cagristiran tanim geliyor.Simdi bu ayrimi yaparak Ufuk Soylemez.in yazisini inceledigimizde o Muhalif medya ,yani hukumet karsiti medya icerisinde yer aldigi acikca goruluyor.
Bu tespiti yaptiktan sonra The Economist Dergisi,nin yandas medya icerisinde degerlendirildigi yazidan anlasiliyor.The Economist dergisi yandas medya ile hangi donemden itibaren paralel bir cizgi izliyor sorusunu sordugumuzda verilen 2-3 yil oncesi belirtiliyor.

Bu tarihte ne olmustu veya bu tarihten sonra Turkiye,de hangi onemli gelismeler yasanmisti.?Cevap Cumhurbaskanligi secimi.yerel secimler ve Ergenekon davasi.
Bu uc olayi esas aldigimizda bu yazarin gorusune yakin duranlar kimlerdir?Anamuhalefet partisi CHP ve Ucuncu parti MHP.

simdi de internethaber sitesinin yazari Ufuk Soylemez,i gaza getiren en yakin tarihteki olay nedir?sorusunu sordugumuzda akla gelen en onemli olay bize Basbakan Yardimcisi Bulent Arinc,a duzenlenmek istenen basarisiz suikast olayini hatirlatmaktadir.Bu suikast olayindan sonra Genel kurmay ikinci baskani sorumlulugu altinda bulunan kozmik oda adli yerin aranmis bazi gorevliler gozaltina alinmisti.Bu suikast olayinin ardinda bulunan cevre Ergenekon terror orgutu,yle baglantili goruluyorlar.Bu orgut kurulusu itibariyla surekli ad degistiren bir gizli orgut ve devlet icinde devlet baska bir degisle derin devlet diye aniliyor.

Bu derin devletin sadece askerler icerisinde orgutlenmesi yok ayni zamanda sivil kollari da var bunlardan biri de medya kuruluslaridir.Bu kuruluslar icerisine sizmis veya yoneten olarak bircok yazar ve gazeteci kimlikli insan yer aliyor.Internet haber yazarinin uslubune bakildiginda onun ifadeleri arkadaki bir militarist cevrenin ifadeleriyle cakisiyor.Onun cumhuriyet ilkeleri dedigi aciklamasi bize CHP ,nin herbiri bir anlama gelen 6 okunu hatirlatiyor.

Gectigimiz gunlerde bir CHP milletvekili TBMM gorusmelerinde The Economist Dergisi,19 aralik-1ocak tarihli sayisini eline almis bir elestri yapiyordu.Bu elestiri yapilan The Economist sayisinin kapagginda Adem ile Havva,yi temsil eden ciplak fotograf bulunuyordu.Herzaman oldugu gibi TBMM,deki tartisma carpitilarak kamu oyuna yansitildi hemde TBMM,de ahlaksizliga tepki diye cogu insan bu soylemin derginin kapagina yonelik diye bu aciklamayi algildai.Ama bu algilam da aciklama da yanilmaydi.Soz konusu olan dergide Turkey and Kurds-Hopes blown away adli makaleydi.Bu makalede Turgut Ozal doneminden 2009,a kadarki gelismeler ele aliniyor ve DTP ile PKK iliskisi yorumlaniyordu.

Simdi de The Economist,in daha sonraki yani 2 Ocak-8 ocak 2010 tarihli sayisina bakalim bu sayida Yine Turkiye ile ilgili yazi var bu yazinin basligi Turkey and its generals-These cursed polts adini tasiyor.
Bu yazida T.C Basbakan Yardimcisi Bulent Arinc,a yonelik suikast olayi ve Ergenekon davasindan soz ediliyor.Ayrica bu orgutun eylemiyle ilgili tarihsel bir bilgi olarak 6-7 Eylul 1955 tarihli tarihli Rumlara ve diger azinliklara yonelik eylemin Ozel Harp Dairesindeki rolu anlatiliyor.Bu arada 1960 yilindaki darbeden bahsedilerek Turk Ordusu,nun demokrasinin gelismesinde bir engel olusturdugundan ve CHP lideri Deniz Baykal,in generalleri kiskirtan soylemlerinden bahsediyor.

Bu aciklamalardan sonra Yazar musvedesi Ufuk Soylemez,in sozunu ettigi tepkinin nereden geldigini ve kendisinin kimlerin sozcusu oldugu aciga cikmis oluyor.Her ne kadar bu yazar The Economist Dergisi yonetimine ya zihniyetinizi degistirin veya size bu yaziyi yazanlari devre disi birakin diye bir tehdidvari dayatma gonderilse bile aslinda o hedef olarak The Economist Dergisine yazi gonderenler aliniyor.

Yakin bir Tarihte CNN-INT,de yayinlanan Irak la ilgili gelismeleri belirten programci Kurdistan Haritasi,ni gosterdigi icin Amerikadaki bir Turk Legal Kurulusunun protestosu dikkate alinarak konu yorumlandiginda ikinci ihtimalin yani Turkler,de soylenen sozu nush ile tekdir,tekdir ile yola gelmiyenin hakki kotek (sopa)dir. sozunu hatirlamak gerekiyor.Onun kaleminin gorevi provakatorluk olduguna gore onun yaptigi cagriya cevap olacak olanlarin kimler olacagi aciktir.
Bu nedenle gecen yil RSFnin raporlarinda yer alan Turkiye,yi gazetecilerin encok olduruldugu ulke kategorisine sokan raporu goz onune almak gerekiyor.