maandag 17 oktober 2011

İsveç Türk İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı Hasan Dölek’e açık mektup

Sayın Hasan Dölek,
Üyesi olduğumuz federasyonun 27 Ağustos tarihinde Stockholm’de gerçekleştirdiği mitingde yapılan konuşmaları hayretle ve şaşkınlıkla izledik. ”Dünya Barışına katkıda bulunmak” iddiasıyla yaptığınız gösterideki konuşmaların içeriğinin silahların susmasına ve sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesine yönelik olması gerekirken tersi yapılmıştır.

Konuşmacıların çoğunluğu İsveç’te barış içinde yaşayan halklar ve Türkler arasında gerilim veçatışmalara yol açabilecek bir dil kullanmışlardır. Gösteride barış değil, savaşın tırmandırılması savunulmuş, sorunun bombalamalarla ve şiddetle çözülebileceği propaganda edilmiştir.

Ülkemizde 30 yıldır süren savaş halklarımıza acı ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. 30 yıl içinde 40 bin insanımızı yitirdik. Yaşananlar Kürt sorununun silah ile çözülemeyeceğini gösteriyor. Bunu aralarında Genel Kurmay Başkanları ve Bakanların da bulunduğu pek çok asker, politikacı, gazeteci ve yazar değişik vesilelerle ifade etmiştir.

Tüm bunlara rağmen sorunun silah ve bombalarla çözülmesini savunmak halklarımıza yeni acılar yaşatmaktan, onbinlerce insanımızı daha yitirmemize yol açmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Yeni acıların yaşanmaması için silahların susturulması ve sorunun dialogla çözülmesi için adım atılması gerekmektedir.
Ancak sizin ve federasyonun tutumu sorunun çözümüne değil, savaşın şiddetlenmesine, daha fazla kan dökülmesine hizmet etmektedir.

Herşeyden önce federasyon Türkiye’den gelen, değişik kesim ve görüşlerden insanları bünyesinde barındıran demokratik bir kitle örgütüdür. Federasyon faaliyetleri örgütlerken bu gerçeği göz ardı etmemelidir. Sizden önce görev yapan tüm başkanlar bu gerçeği gözönüne almış, Türk ve İsveç devletlerinden bağımsız ve onurlu bir politika sürdürmüşlerdir.

Federasyonun bu geleneği sizin başkan seçilmenizden sonra büyük bir yara almıştır. Federasyon adım adım Türk devletinin resmi politikalarını savunan bir lobi örgütü konumuna sürüklenmiştir ki, bu federasyonun prestij kaybetmesine neden olmuştur.


Bu kaygılarımızı sizlere değişik vesillerle ilettik. Yapılan bu tür gösterilerin halklar arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine ve çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulunduk. Siz her seferinde kendinizin de bu tür gösterilere karşı olduğunuzu ama baskılar sonucu yapmak zorunda kaldığınızı söylediniz. Ancak gösteride yaptığınız konuşma sizin bu tutumunuzla çelişmektedir.

Konuşmanızda ”Hepinizin bugün hakkıdır, eve gittikten sonra, mahalleye gittikten sonra, akşam camide bugün buraya gelmeyenlerin yakasını, paçasını yırtmak. Yapın bunu. Sizin hakkınızdır bunu yapmak. Her şeyi yapmak hakkınızdır” diyorsunuz ve bu ifadeyi iki kez, hırçın bir üslüpla hararetli bir şekilde tekrarlıyorsunuz.

Türk Federasyonu Başkanlığını yürüten birinin konuşmalarında kışkırtıcı değil uzlaşmacı bir dil kullanması gerekiyor. Başkan aynı zamanda Sosyal Demokrat İşçi Partisini temsilen Stockholm Belediyesi’inde meclis üyesi olarak görev yapıyorsa kullandığı dile ayrıca dikkat etmesi gerekiyor. Mitinge katılmayan vatandaşları hedef göstermek ve göstericileri gösteriye katılmıyanlara saldırmaya teşvik etmek hukuken suçtur.

İnsanlar baskı ve yakaları, paçaları yırtılarak değil kendi özgür iradeleri ile istedikleri gösterilere katılırlar. Konuşmanız sadece Türkler ve Kürtler arasındaki çelişkilerin derinleşmesine değil, Türkler arasındaki çelişkilerin artmasına da yol açıyor. Mitinge katılmayanları suçlamak ve oradakileri gelmeyenlerin yakalarını, paçalarını yırtmaya teşvik etmek barışa değil, insanların birbirine girmesine ve kavgalara yol açar. Eğer önümüzdeki günlerde bu tür çatışmalar yaşanırsa bunun sorumlusu sizsiniz.

Fedarasyonun Örgütlenme Sekreteri Sami Görgülü’nün konuşmaları ırkçı ve faşist içeriktedir. Faşist bir partinin savunduğu düşüncelerdir. Bu düşüncelerin üyesi olduğumuz federasyon adına savunulmasını şiddetle protesto ediyoruz. Ne yazık ki federasyon faşist ve ırkçı görüşlerin borozanlığını yapan bir örgüt konumuna gelmiştir. Görgülü’nün milyonlarca oy almış ”Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku” milletvekillerini hedef göstermesi ve onlara ”piç” diyerek küfretmesi kendi ”seviyesini ”ortaya koymaktadır.

Ayrıca yasal parti ve kuruluşları terör örgütü olarak göstermeniz ve kapatılmalarını istemeniz barış ve uzlaşmaya değil ,halklar arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine yol açacağı gibi, fedarasyonumuzu ihbarcı bir konuma düşürür ki, bu tutumunuzu tasvip etmediğimizi bilmenizi isteriz.


Selamlar


İsveç-Türkiyeliler Dayanışma ve Kültür Derneği

Geen opmerkingen: