zondag 16 januari 2011

11. yüzyıl ve daha sonraları Orta Asya kökenli olup Bizans İmparatorluğu’nun Asya coğrafyasına yani bugünün Türkiye coğrafyasına yerleşenlerin dörtyüzbin( 400.000) civarında olduğu söylenmektedir. Bu rakam, bugüne göre değil, yaşadığı döneme göre önemli bir rakamdır. Zaten o dönemde söz konusu olan bölgede dört milyon kadar insan yaşadığı tahmin edilmektedir.

“Türkler bu coğrafyaya Kürdlerden çok sonra gelip yerleşmelerine rağmen, Türkler Mezopotamya’yı da içine alan Anadolu’da İmparatorluk ve devlet kurdukları halde Kürdler bunu neden yapamadılar veya başaramadılar?” sorusu, sorunlu bir sorudur. Çünkü Kürdler, Kürdistan coğrafyasına başka bir yerden gelmiş ve yerleşmiş değillerdir. Bu coğrafyanın kadim bir halkıdır. Bir de soruda Kürdistan ile Anadolu ayrımı net değildir. Anadolu, Kürdistan’ın dışında ayrı bir coğrafyadır. Aynı şekilde Türkiye’den maksadımız Kürdistan’ın dışında kalan coğrafyadır. Gerçi Pontusistan, Lazistan vb. de Türkiye denilen coğrafyanın içinde kalmaktadır. O nedenle Türkiye resmi söyleminde Anadolu olarak tanımlanan Anatolia coğrafyası farklı alanları ve anlamları içermektedir. Bu konu hakkında daha geniş bilgi için Gürdal Aksoy’un Komal yayınları arasında çıkan, Kürdlerde Anadolu Merkezci Yabancılaşma adlı kitabına bakılmalıdır. Orta Asya kökenliler ya da Türkler Anatolia’ya doğru geldiklerinde, Kürdler, Kürdistan’da ve kendi hanedanlarının yönetiminde; örneğin Mervani Devleti’nin yönetiminde yaşamaktaydı.

Kürdler 16. yüzyılın başına kadar bağımsız mirlikler halinde yaşıyorlardı. 16. yüzyıldan 19. yüzyılın başına kadar Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak halinde bağımsızlığını devam ettirdiler. Kapitalizm döneminin devletleri ile kapitalizm öncesi cemaat döneminin Asyatik-despotik devletleri nitel anlamda birbirinden farklıdır. O dönemde Kürdler, Türkler, Farslar, Araplar vb. toplumlar bugünkü anlamda ulus toplumları değillerdi ve devletleri de ulus-devlet değildi. “Doğu despotizminde önemli olan şey devlet değil, hükümdar ve adamlarıdır. Devlet bir müessese değil, güç sahibinin sıfatıdır. Çiftçi nasıl çiftli çubuklu, zenaatkâr nasıl iş yerli ve araçlı, tüccar nasıl paralı ise baştakiler de devletlidir

Geen opmerkingen: