Kasım ayı içinde Kuzey Kürdistan’da bulundum. Bu süreç içinde bir taraftan aile işleriyle uğraşınca diğer taraftan da Kürdistan’daki Kürd hareketini izlemeye yeltendim. Daha doğrusu Kürdlerin genel konumu beni meraka saldı. Belediyeler iççi ve memurların parasını ödemeyecek durumda, borçları gırtlağa kadar dolmuş ve gecikmeli maaş ödeniyor.
İşin garip tarafı, Kürdistan’ın bütün il ve ilçelerinde MHP partileri şehrin göbeğinde kurulmuş ve düzen partilerin parti temsilcileri iyice arpalanmış, Kürdlere karşı muazzam kirli politikalar üretiliyor ve keskin Kürdçü kesilenler kahvede çay içip sohbetlerini kağıt oynamakla geçiriyor. Yerli halk çaresiz bu işten anlasa bile çaresiz kalmış, politikacı geçinen Kürdlerden tık ses yok. Kürdler demokrasi narasını atarken, bir taraftan barıştan, kardeşlikten, ortak eylemlikten, bütün Türkleri kucaklayacak kadar kanlı Türk Bayrağına sarılmış.
Şehrin göbeğinde bir dernek var. Fetullah Gülen tarafından 150 kişiye maaş veriliyor. Bu davayı her yerli halk biliyor. Bunlar Fetullah ve AK Par için çalışanlardır. Türk devleti Kürdlerin zaaflıklarından faydalanarak Kürdü Kürde kırmalarını ve onların kendi silahlarıyla vurmalarını iyice becermiş. Kürdlerin bulunduğu bölgelere tenekelerle dolu altın ve el sürülmemiş kağıt para dağıtılıyor. Polis, Jandarma bu kirli işi bildiği halde müdahale bulunmuyor.
Kürdistan’da yerli halk geçen seçim devresinde DTP’ye oy verdiklerini dile getirdiler, bu sefer biz DTP’ye vermiyoruz gibi beyanları vardı. Sofu ve hacı kahvelerin bir kısmı DTP’ye, büyük bir kısmı da AKP’ye verme politikaları kahve köşelerinde tartışılıyor. Halk fakir, çaresiz, çoğunun evinde ekmek yok. İş ve aş derdindeler. Bunlara bu seçim arenasında un, şeker, çay, kömür ihtiyaçları vardır, vardır ama devlet yardımı diye vermiyorlar, AKP sadece Kürdlerin oyunu DTP’den çalmak ve koparmak için bu kirli işi yapmak istiyor.
DTP’ye karşı müthiş bir seçim kampanyası hazırlanmışlar. Ev ev dolaşma kampanyası, kıraathane, lokanta ve bütün esnafların işletmelerinde yapılan politik kampanyalar sürdürülmekte. Ayrıca bu yetmiyormuş gibi, Kaymakam, bazı mahalle muhtarları, Fetullah Gülen-ciler, sivil elbiselerin altında kamufle edilmiş jandarmalar, polisler, Aleviler, CHP Cephesi Birliğinde olan Alevi dernekleri, Cem evleri ve Suni itirafçı kesimlerin hepsi olduğu gibi DTP’ye karşı toplantılar düzenleyerek çalışmalar sürdürülüyor.
Suniler de ikiye bölünmüşler;
Sunilerin bir kısmı DTP’li ve DTP’den başka alternatif bulamadıklarından dolayı DTP’ye oy vermek zorundalar. İkinci bir kısmı da, İslam-i dinini ,ileri sürerek AK Partiye oyunu vermek için enteresan dedikodular mahalle ve şehir boşluklarında konuşulup mahalli politik-polim yapılmaktadır. Bu densizler, Kürd-i, vicdani haysiyetlerini satmak için kömüre, altına ve paraya ve başka yardımlara kendilerini ucuz eşya gibi satmaya çıkartmışlar.
DTP merkezinden alınan karara göre 13 yerde Belediye Başkanlığı adaylığı için kadınların aday olması ön koşulda yer alıyor. Varto’da kadın aday olma şartında sofuların çoğu, kadının aday olmasına karşıdırlar, din inanç gereği olsa dahi, çıkar meseleler ön cephede alınıyor. O eski inanç olmadığı gibi, günün ibadeti, para birimi ile ölçülü olarak düğümlenmiş.
Fetullah Gülen kapalı kapılar arkasında devletin yardımını alarak akla gelmeyen bir çok yatırımlarda bulunuyor. ‘’Güney Kürdistan’da da yatırımları vardır’’. Fetullah Gülen’nin Kürdistan coğrafyasında yatırılan yatırımlar, Kürdleri uyutma ve Kürdi politikasından caydırma politikasıdır. Bu bütün yatırımlar olduğu gibi T.C devletin inisiyatifi altında bilinen projelerdir. Varto’un (Gımgım) merkezinde kurulan derneğin bütün masraflarını ödüyor ve hasır altında ayrıca 150 kişiyi maaşa bağlamış. 150 kişi bir ordudur, bunların tamamı olduğu gibi Kürdler ve Türkçe lehçe ve şiveleri kırıktır, doğru dürüst Türkçe konuşamıyorlar. Böyle olduğu halde Kendilerine Kürdüz ve Kürd siyasi partileriyiz diyenler, görülüyor ki kendi görevlerini hiç yerine getirmemişlerdir. Şamata ve şakşakçılıkla halkı inandırmak ve kazanmak çok zor olduğunu görüyoruz.
Kürdlerin kaderi neden bu içbükey aynada böyle görüntülensin ?
Yüzeysel Kürd aynasına bakıldığında, Kürdler siyasi yeteneğini hala kavrayamamış ve olgunlaşmamış, yeteneksiz, bilimsel milliyetlerin taleplerini iyice sentezleştiremiyor, somut kalıplar tahlil etmekten çok uzak, Ulusal sorun bilimsellikten oldukça yabani ve kırsal kalmış.
Yerel seçimlerin propagandası oluyor ve yanında adayların üzerinde konuşlandırılıyor, kadın mı-erkek mi adaylar üzerinde tartışmalar oluyor Düzen partiler ve yan kurumları her gece evlerde, kapalı yerlerde cephelerini oluştururken, DTP Diyarbekir’(Amed) den iki acemi genci görevlendiriyor ve Varto(Gımgım)’ya gönderiyor. Bu birikimsiz, tecrübesiz ve Kürdistani davayı iyice kavrayamamış, yerel halkın kültürünü bilmiyor ve de İmralı muhasebesini yaparak Varto (Gımgım)‘daki halkın kaderini belirlemeye çalışıyor. DTP sempatizanı olup akademik ve politik evrimi içinde kavrulmuş, birikim sahibi olanları da salonda sadece dinlendirmekle sessiz bırakılıyor. Karşıt olan düzen partileri cephe propagandaları yaparken, DTP tekçilik yaparak kendi dışında olan Kürd gurupların hiç birini hesaba koymuyor. Türk sağ ve sol cephesini tercih eden gurupçu DTP bu haliyle Kürd politikasından uzak kalarak Kürdistani cepheden uzaklaşıyor.
Kürdler yerel seçimde DTP’yi kazandırsa, DTP’li olarak değil, Kürdlüğün onur ve vicdani meselesi olduğundan dolayı oyunu vermeye çalışır. Ben Kuzey Kürdistan’ın ufacık bir parçasında yerel halktan aldığım ders bundan ibaretti. Kürdlerin hali bu işte. Tayinler, ‘’atama ile gelen tekme ile gider’’ ayakları ile Kürdistan davasına sarılanamaz.
Sevgi ve Saygılarımla
Kutbettin ÖZER
KutbettinO@t-online.de
Geen opmerkingen:
Een reactie posten