woensdag 13 april 2011

ALEVILER UYANIN ARTIK, KURDISTAN SIZIN TEK KURTULUS

İzzettin Doğan Gerçeğine Süleyman Demirel Açıklaması

Sayın İzzettin Hocanın; 1990 lı yıllarda, “Alevilere Diyanet bütçesinden pay verilmeli” açıklaması, ilk bakışta birçok Alevi tarafından sempatiyle karşılanmış, bu talebin haklı olduğuna ve Hoca’nın bu ilginç çıkışına da övgüyle söz edildiğine çok yerde tanık olunmuştur. Aleviliğin tarihsel gerçeğinin yeteri kadar bilincinde olmayan Alevi kesimin, bu talihsiz açıklamayı hoş karşılamaları normaldir.

Henüz Cem TV yayın hayatına başlamadığı dönemde, Sayın İzzettin Doğan’ın Cem Radyoda canlı yayınlanan bir sohbetine telefonla katıldım. Kendisine; “Alevilere Diyanet bütçesinden pay verilmeli” açıklaması size mi ait” soruma; “Evet” dedi. Devamla kendisine;

“Laik bir devlette Diyanet kurumunun ve bütçesinin meşru olmadığını hatta suç olduğunu, dolaysıyla Diyanet bütçesinden pay istemenin bu suçu Aleviler nezdinde de meşrulaştırmak, Alevileri de bu suça bulaştırmak anlamına gelmiyor mu? Deyip telefonu kapattım ve açıklamasını izledim. Sayın Hoca; radyo programının kalan süresinde, ıkına sıkına ilgisiz ve zorlama gerekçelerle cevap vermeye çalıştı.

İç göç dolaysıyla geleneksel Alevi sosyal yapısının önemli oranda çözüldüğü, şehirlerde yoğunlaşan Alevilerin kimlik arayışı içinde olduğu bir dönemde; Maraş, Çorum vb. olaylardan sonra bardağı taşıran son damla olan Madımak faciası da, Türkiye başta olmak üzere dünyanın her yerinde Alevilerin örgütlenmesine hız kazandıran bir etken olduğu bilinen bir gerçek.

Siyasi iktidarların insanlık ayıbı eserleri sonucu oluşan Alevi toplumunun tepkisi ve hareketinden ürken hâkim sınıf sözcüsü ve temsilcisi siyasiler, bu duruma elbette seyirci kalamazdı. Doğal mecrasında gelişen Alevi hareketine bir türlü müdahale etmeleri zaruri hatta zorunluydu. Her zaman ve her yerde başvurdukları ilk yöntem; “böl ve yönet” taktiklerine destek verecek bir “Hınzır Paşa” bulmakta gecikmediler.

Süleyman Demirel: Cem Vakfını biz kurdurduk

…”Süleyman Demirel, 2 Temmuz 1993 katliamından sonra İzzettin Doğan’a Alevileri toparlayıp, devletin güdümünden ayrılmaması için toparlama görevi verildiğini söyledi”...

…”2 Temmuz 1993 Madımak katliamından sonra yükselen Alevi muhalefetinin Kürtlerle buluşmaması için İzzettin Doğan’a görev verildiği ve bu amaçla Cem Vakfının kurdurulduğunu söyledi”...
…”Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan törenlere davet etmek için ziyareti esnasında Süleyman Demirel’le yaptığı uzun bir sohbet içerisinde bu ilginç durumu dinledi. Daha sonra bu sohbeti detaylıca olarak Sürek dergisinde yayınladı”... (Alıntı Alevizyon Haber) Kaynak: Sürek Dergisi – Mustafa Özcivan Röportajı

“Devlet için kurşun atatan da, kurşun yiyende kutsaldır” sözüyle Türk Siyasi Tarihinde yerini alan, Başbakanlığı döneminde faili meçhul (aslında bilinen) cinayetlerin ayyuka çıktığı Sayın Tansu Çiller’den İzzettin Hocanın üç milyar TL. Yardım-destek aldığını ilgili herkes bilmekte. Bu parasal desteğin, İzzetullah’a ne için yapıldığı da, Sayın Demirel’in açıklamasında anlamını bulmaktadır.

Kişisel şeceresine ve mizacına uygun bir misyon üstlenen ve bu görevi doğrultusunda Sayın Namık Kemal Zeybek’le el ele, gönül gönüle, canla başla çalışan Sayın İzzetullah’a hiç kimsenin kızmaya ve gönül koymaya hakkı olmadığı kanısındayım. Zira O “muhterem zat” sorumluluk ve parasını peşin aldığı işini yapıyor. Ancak bu “Zat-ı Muhteremi” ciddiye alıp, her Perşembe akşamı Onun denetiminde yapılan Cem Ayinlerinde gözlerini kapatarak kendinden geçen gençlere, dizlerini, ne için dövdüğünü sormak ve kendilerine yazık ettiklerini de, hatırlatmak istiyorum.

Sayın İzzetullah’ın, “Alevilik İslam’ın özüdür” iddiasın da ki ısrarının sebebi, Sayın Demirel’in açıklamasıyla netlik kazanmıştır. İslam başta olmak üzere tek tanrılı dinlerle ve tarihin kaydettiği Düalist dinsel akımlarla hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmayan Aleviliği; Sayın Hocanın İslam’a bağlama telaşının, paranın kulu olma anlayışından kaynaklandığını, Sayın Çiller’in Örtülü Ödenek’ten yaptığı ödeme, bu iddiayı doğrulayan belgedir.

Alevileri asimile; Aleviliği de yok ermek isteyenlerin telaşı, Alevileri Müslüman yapmak değil. Alevilerin; tarihin derinliklerinden günümüze taşıdığı coğrafik sınır tanımayan, din ırk cinsiyet ayrımını insana yakıştırmayan, cehaleti bilimsel bilgiyle yenmenin doğruluğuna olan inancı, sevgi temeli üzerinde ve barış içinde eşitlikçi yaşam tarzı geleneğini ve bu geleneğe temel teşkil eden hümanist anlayışı yok etmek istiyorlar. Bu yüce değerleri; “Türk-İslam Sentezi” içinde eritmeye kararlı görünmelerin amaçlarına uygun uşak aramaları bir ölçüde normal. Ancak acı olan durum, içimizden “Hınzır Paşa” tipi İzzetullahlar bulabilmeleridir.

12 Nisan 2011
Bekir Özgür - Alevizyon
bekir-ozgur60@hotmail.com

Geen opmerkingen: