Bu ayin onemli bir ozelligi gecmise dogru incelendiginde Kuzey Kurdistan,da bir milad yili olmasidir.Bunu PKK cevresi 1984 Agustosu olarak ele almaktadir.O gunden gunumuze yaklasik 26 yil gecti.Ama buna ragmen kurdistan Sorunu cozulmedi.Bunun bircok ic ve dis nedenleri var.Ic nedenler arasinda kurdler arasi iliskiler, Kurd hareketi,nin icinde bulundugu sorunlardir.
1999 Subatinda PKK lideri ocalanin yakalanmasiyla Kurd hareketi ozellikle PKK yeni bir surece girdi.1999 yili ve sonrasi degerlendirilmelidir.Ama bundan oncek 14-15 yillik donem buyuk bir onem tasiyor.Gecmise yonelik Ocalan bazi degerlendirmelerde bulundu ozellikle 1985 yilina vurgu yapti.Onun aciklamalariyla birlikte o yila ait belgeleri yayinliyoruz.Bu bir olcude gecmisin hatirlanmasi ve degerlendirmesi ozelligini tasiyor.
1985 yilinin en olaylari arasinda yer alanlar:
1-KUK ve KUK-Se davasinin sonuclanmasi.
2-1985 yili 2 Nisaninda, PKK taraftarlar tarafindan KUK-SE,nin lojistik islerinde calisan 4 pesmergesininin katledilmesi ve IKP,ye PKK saldirisi.
3-Hevkari adli Kuzey Kurdistani harekletlerinin olusturdugu HEVKARI adli birligin dagitilmasi Peseng ve PSK,nin basini TKP,nin cektigi Sol Birlige katilmasi.
4-PKK,nin kendilerinden ayrilan cetin Gungor ve Enver Ata,yi isvec,twe oldurmesi Avrupa da Peseng ve PSK uyelerine saldiri ve Almanya ve Danimarka da bu iki hareketin aktif militanlarinin oldurulmesi.
Bu olaylar ve gelismeler hem PKK tarafindan,hemde bunun disinda kalan hareketler ve onun mirascilari tarafindan degerlendilmelidir.
PKK,de Staratejik onder ve rehber diye tanitilan Ocalan degerlendirmeyi yapti JITEM ve Derin Devletin kendilerine karsi kuruldugunu soyledi bu soylem yeni degil.Bu konuya aydinlik getirici belgeler RNK(KUKU-SE)Merkez yayin oragani Reya Sores,in9.ve 10. sayisinda yer almis, RNK(KUK) Harekei Merkez Yayion Organi Xebat/ Rizgariya kurdistan tarafimizdan bazi aciklayici yorumlarla okuyucularimiza sunuyoruz.
1985 Yili kuzey Kurdistan Hareketi,nde Milad-Belgeler.-2
Posted by aktarma/Forum on 1/4/2011, 16:51:43
Aciklama ve Bildiriler:
1-Aciklama si RNK(KUK-SE)
Anilari Mucadelemizde Yasayacaktir.
Son zamanlarda ilerici-yurtsecer guclere karsi siyasi ve fiili saldirilarini yogunlastiran Apo Sebekesi,yeni bir provakasyona daha giristi.Apo Sebekesi tarafindan kurdistan,da yaratilan bu provakasyon sonucu KUK-SE ve IKP,nin pesmergeleri,bazi yurtsever ilelerin kadin ve cocuklari ile bazi Apocularin olumune sebep oldu.
fasist-Somurgeci Turk ordusu,nun irak Kurdistani,na yonelik mudahale hazirliklarinin yogunlastigi bir donemde yaratilan bu provakasyonlara karsi ilerici-demokratik kamuoyu ve halkimiz cesitli bicimlerde tepkilerini dile getirdiler.Bu saldiri sonucu pesmergelerini kaybeden RNK(KUK-SE)ye de uzuntulerini bildirip,dayanismalarini gosterdiler
Apo sebekesi,nin yarattigi provakasyon sonucu saldiriya ugrayan ve pesmergelerini kaybeden taraf olarak bu olaylarla ilgili tutumumuzu belirtmek ve sehitlerimizi anmak icin 29 Haziran 1985 de Orta-Dogu(SAM) 17 orgut temsilcisinin ve bircok yurtseverin katildigi bir anma toplantisi duzenledik.Bu toplantida Kurdistan ve Dunya devrim sehitleri adina yapilan 1 dakikalik saygi durusundan sonra soz alan RNK(KUK-SE)sozcusu sebekeye bagli cateler tarafindan 4 RNK(KUK-SE) pesmergesi ile 1 IKP,li,nin nasil katledildigini ve olaylarin gelismesini anlatti.
APO,cu sebekenin saldirisinin beklenmeyen tesadufi bir saldiri olmadigini ve bu saldirinin amacinin CUD(Irak Yurtsever demokratik Cephesi) guclerini biribirine dusurmeyi,varligindan rahatsiz olduklari hareketleri tasfiye etmeyi ve fasist Turk ordusunun Irak kurdistani,na saldirisi icin zemin hazirlamayi hedefledigini belirtt
APO Sebesi,nin bu provakasyonu 15 Agustos,taki Eruh,Sendinli,deki eylemlerden once planladiklarini da belirten yoldas bu provakasyona karsi RNK(KUK-SE)nin duyarli oldugunu bunu bosa cikarmak icin uzerine dusen gorevi yerine getirecegini belirtti.
Daha sonra soz alan bazi dost parti ve orgutlerin sozculeri de konusmalarinda APO,cu hareketin saldirilarinin gerici guclere hizmet ettigini ve bu saldirilarin bir pravakasyon oldugunu belirtip,bu olaylarda dort yoldasimizin sehit dusmesinden dolayi uzuntulerini belirttiler.
2-Aciklama Kurd orgut ve partilerinin Avrpadaki PKK saldirilarina karsi
Devrimci Kamuoyuna.
Devrimciler,Yrtseverler,tum Emekciler.
Gectigimiz ay isvec,in baskenti Stockholm da PPKK(Peseng),nin onuncu kurulus yildonumu kutlama gecesinde Apocular(PKK),daha once kendilerin ardindan ve yaptiklari karanlik islerin bir kisminin ortaya cikmasina yardimci olan ,eski MK uyesi cetin Gungor(Semir) adli yurtseveri katlettiler.
Bu olaydan iki gun sonra yine Danimarka,nin baskenti Kopenhaag da Mustafa tanguner adli PPKK(Peseng) iki kisi tarafindan bir komplo sonucu evinde vurularak olduruldu
Apocularin bugune kadar yaptiklari degerlendirildiginde bu olayin da onlar tarafindan yapildigi gercegi ortaya cikiyor.Apocular oteden beri devrmimci-yurtsever orgut ve kisilere karsi komplolar tezgahlamaktadirlar.Apocu sefler tarafindan olum listeleri hazirlanmis,bunlarin bazilari katledilmis,bazilari icin de firsat kollamaktadirlar.bunlar kendileri gibi dusunmeyen ve onlari elestiren devrimci-yurtsever orgut ve kisileri hain ilan ettiler
Irak,ta Irak komunist Partisi ve RNK(KUK-SE),nin pesmergelerini katlettiler Gecen yil isvec ve Almanya da daha once kendilerinden ayrilan Enver Ata ve Zulfi Gok,u katletmislerdi.Simdi de Semir ve Mustafa tanguner.Bunlar Apocularin devrimcilere,yurtseverlere karsi yoneltmis olduklari ne ilk nede son saldirilaridir
Apocular;Iran,Irak ve Turkiye kurdistani,nda yaptiklari provakasyonlari simdi de Avrupa,ya kaydirmis bulunmaktadirlar.Avrupa da cesitli parti ve orgutlerin uye ve sempatizanlarina karsi saldirilarda bulundular.Kurdistan da hicbir orgut kalmadi ki Apocularin saldirilarindan nasibini almasin
Kendilerinden ayrilmak isteyen onlarca yurtsever insanin kanina giren elikanli Apocu seflerin neye ve kimlere hizmet ettikleri apacik ortadadir.
Turkiye deki somurgeci fasist cuntanin yurt disindaki devrimcilere karsi yeni planlar yaptigi bir donemde Stockholm ve kophenhaag daki saldirilar tesadufi degildir
ote yandan bu olaylar,Avrupa da kurd hareketine karsi olusmus olan havayi bozan ve Avrupa,daki irkci ve yabanci dusmani hareketlerin daha da gelismesine hizmet eden olaylardir.
kurdistan,in Yurtsever ve Emrekci Kitleleri!
Apocularin ulke icinde ve ulke disinda yaptiklari olaylar;Kurd halkinin cikarlarina hizmet etmeyen tam tersine,kurd halkinin yillardan beri vermekte oldugu hakli mucadelesini engelleyici bir rol oynamaktadir.
Apocularin bu karanlik yuzlerini desifre etmek,onlarin halkimiza verdigi ve verecegi zararlari engellemek hepimizin yurtseverlik gorevidir.
Biz asagida adi gecen orgutler,bu saldiri ve provakasyonlari kiniyor ve mahkum ediyoruz.Bundan sonrada saldiri ve provakasyonlara karsi birlikte duracagiz.
bizler devrimci-yurtsever orgutlerin,orgut ici ve orgutler arasi sorunlarin siddet temelinde cozumlenmesin mahkum ediyoruz
Kurd halkina ve mucadelesine karsi yapilan provakasyonlari bosa cikaralim
Yasasin kurdistan-devrimci-yurtsever guclerinin birligi!
15-12-1985
Imzacilar
-Ala Rizgari
-RNK(KUK-SE)
-Suriye Kurdleri ilerici partisi
-TKSP(PSK)
-Kurdistan Halkci Demokrat partisi-Irak
-PPKK(Kurdistan oncu Isci Partisi)
PKK Düşmanlığı Üzerine
22 Jan, 2011 11:00:00 Rucan - Keleş
Yazı boyutu
"Ben PKK’yi devlete dayanarak kurdum ve 76-79’da MİT’ten 300 bin lira para ve silah aldım, buna karşılık bizden diğer Kürd örgütlerin tasfiyesi istendi" ÖCALAN PKK’nin İsviçre sorumlularında "Heval Hüseyin" (Büyük ihtimalle kod is
PKK Düşmanlığı Üzerine
Yazılarımdan, düşüncelerimden ve politik tavrımdan dolayı önyargılı bazı insanlar beni PKK düşmanlığı yapmakla suçluyorlar. Hatta kimileri bu tepkilerini sözlü bazen de yazılı olarak ifade ederler. Benim PKK düşmanı olduğum ve hain olduğum yazılır ve söylenir. Düşüncelerim ve politik tavrımdan dolayı yıllardır çeşitli defalar PKK tarafında ölümle tehdit edildim. Yazıp kamuoyu ile paylaştığım düşüncelerimden dolayı "İlahi bir güç" tarafında düşman ilan edildim. Hain ilan edilen ben yalnız değilim, Kürd ulusunun ulusal çıkarlarını ve politikasını savunan diğer birçok Kürd aydını ve yurtseveri de benim gibi düşman ilan edilmişti.
Politik tavrımdan dolayı beni tehdit edenler kimden yana olduklarını ve kendi politik tercihlerini ortaya koymuş oluyorlar. Beni tehdit edenler, eğer birilerin ajanı ve provokatör değillerse şayet, her şeyden önce yazdıklarımı çok iyi okumalarını/yorumlamalarını tavsiye ediyorum.
Gerçi emir kulların ne düşünmeye, nede yorumlamaya hakkı vardır. Onlar yalnız düşünmeden emirleri uygularlar. Ben ezilen ve sömürge bir ulusun insanı olarak ulusumun davasından yana kendi tarihi sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum. Benim için söz konusu olan 40 milyonu aşkın nüfusa sahip ezilen/mazlum bir ulusun özgürleşmesi ve evrensel insani bir hak olan, kendi kendisini yönetmesi hakkıdır. Aslında bu sorunu savunmak için illa da devrimci, sosyalist, ulusalcı, Kürd, Müslüman, Alevi-Kızılbaş, Yezidi olmayı gerektirmez, yalnız insan olmak yeterlidir.
Ben PKK’nin ilan ettiği ne ilk ne de son düşman oluyorum: Benden önce KUK, Peşeng (DDKD), TKSP(PSK), Rızgari, KAWA, Tekoşin, Sterka Sor ve diğer bütün Kürdistani örgütler PKK tarafında düşman ilan edildi ve hepsinden yüzlerce Kürd yurtsever ve devrimci kadrosu öldürüldü. Bütün Kürd aydınlar, sanatçılar, önder siyasi kadrolar PKK’nin yayın organlarında çarşaf çarşaf düşman ilan edildiler. Başta Sayın Kemal Burkay, İbrahim Güçlü, Hemreş Reşo, Orhan Kotan ve birçok Kürd aydını defalarca PKK’nin yayın organı Serxwebun’da hedef olarak gösterildiler.
PKK daha ilk kurulduğu günden beri kendi dışındaki bütün Kürd örgütlerini, kurumlarını ve siyasi Partilerini hain ve düşman ilan etti. PKK’nin kuruluş felsefesi Kürd ulusal dinamiklerin ve örgütlerin tasfiyesine yöneliktir. PKK’nin ilk kuruluş bildirgesinin tamamı bu politik anlayış temelinde yazılıdır. Bu politikası kuruluş bildirgesinde yazılı olarak kalmadı. Zira Kürdistan’daki bütün yurtsever örgütlere karşı kanlı bir şekilde uygulandı. Yüzlerce Kürd yurtsever, devrimci, sosyalist acımasızca öldürüldü. Kendi dışında fazla Kürd yurtseveri bulmayınca, bu sefer kendi içerisinde binlerce Kürd gencini işkence ile kimini de kurşuna dizerek öldürdü.
Günümüze kadar bütün eylemliliğini ve politikasını bu temelde sürdürdü. Halende bu politikasını sürdürüyor. PKK’nin bu düşmanca politikasına muhatap olan Kürdistan devrimci ve yurtsever örgütlerin yaptığı tek şey yalnız savunmada kalmak veya bu belayı sessizce geçiştirmek olmuştur.
Ancak bu tutum bütün Kürd yurtsever hareketine genel olarak büyük kayıplar ve zararlar verdirdi. Bazıları bu kanlı süreçte bana dokunmayan Yılan bin yaşasın mantığı ile hareket ettiler. Ne yazık ki Yılan daha sonra onlara da dokundu. Hatta bazıları yılana ortak oldular. Yılan kendisine ortak olanlara dönünce onların sesini duyuracak fazla kimsede kalmamıştı.
Gecenler PKK’nin İsviçre sorumlularında "Heval Hüseyin" (Büyük ihtimalle kod isim) diye biri Basel derneğinde tanıdığım birine hakkımda ciddi tehditlerde bulunmuş. "Bu kimdir? Susturmak lazım" demiş. Daha öncelleri de bu tür tehditleri çok duydum ve hatta yaşadım. Bu tehditler beni kendi politik tavrımdan/ilkelerimden vazgeçirmedi ve bundan sonra da vazgeçirmeyecektir. Benim kimseyle şiddet yarıştıracak ne gücüm ve nede böyle bir amacım vardır. Ve ben hiç bir örgüte özel olarak düşmanlık yapmadım/yapmıyorum. Yaptığım tek şey Kürd ulusuna karşı düşmanlık yapanları ve sömürgeci devlet ile işbirliği içerisinde olanları deşifre etmek ve doğru bildiğim düşüncelerim doğrultusunda kamuoyu ile paylaşmaktır.
Düşüncelerim ile kendi ulusumun haklı davasına taraf olmaktır. Galiba beni düşmanlık yapmakla itham edenler başka birçok kavramda olduğu gibi düşmanlık kavramda farklı şeyler anlıyorlar. Ben, başkaların Kürdistan’a uyguladığı yanlış politikalarını doğru bildiğim düşüncelerim çerçevesinde eleştiriyorum ve yorumluyorum. Doğru bildiğim düşüncelerimi ortaya koyuyorum ve bunun içinde hiç kimseye şiddet uygulamıyorum. Bazıları gibi kendi irademi kimseye ipotek etmiyorum ve hiç kimseden icazet almıyorum. Bu benim demokrasi anlayışımdır. Başkaları da pekâlâ benim düşüncelerimi eleştirebilir ve yanlış olduğunu söyleyebilir. Bu karşıt düşüncede olanların doğal hakkıdır. Birilerin Vesayeti altında olmayan her Kürd insanın yapması gerekeni yapıyorum.
Yaptığım tek şey PKK’nin yanlış politikalarını ve Abdullah Öcalan’ın politikasının kimin denetiminde olduğunu ve kime hizmet ettiğini kendi düşüncelerinden alıntılar yaparak eleştirmem ve yazmamdır. İşin ilginç yönü bazı şeyleri Abdullah Öcalan yazıp söylediği zaman suç olmuyor, ancak aynı şeyleri ben veya başka birileri yazıp söylediği zaman suç oluyor ve düşmanlık yapmış oluyoruz.
Örneğin Abdullah Öcalan; "Ben PKK’yi devlete dayanarak kurdum ve 76-79’da MİT’ten 300 bin lira para ve silah aldım, buna karşılık bizden diğer Kürd örgütlerin tasfiyesi istendi" diyor. (Devrimin dili A. Öcalan ve Mahir Sayın erkeği öldürmek) Abdullah Öcalan bütün AV. görüşmelerinde Mustafa Kemal’i göklere çıkarıyor ve hatta "ben 1920’lerin Mustafa Kemal’iyim diyor. Mustafa Kemal’in nutkunu kendi taraftarlarına okumalarını tavsiye ediyor. "Misak-i Milli sınırlara itirazının olmadığını" her sefer dile getiriyor. Abdullah Öcalan’ın bu görüşlerini birileri yüksek sesle dillendirdiği veya eleştirdiği zaman hain ve düşman oluyor. Ancak kendisi söylediği zaman hiçbir müridinin buna itiraz ettiği görülmez… Bu acı bir durum değil mi?
Yaklaşık 40 yıldır Kürd yurtsever hareketin saflarında mücadele ediyorum. Bu siyasi hayatımda hiçbir zaman hiç bir örgüte ve şahsa karşı özel bir düşmanlığım olmadı. Mensup olduğum örgütlerin düşüncesi, politik çizgisi başka örgütlerden farklı olmuştur. Birey olarak başkalarında farklı düşünmüşümdür ve onları sert eleştirebilmişimdir de. Ancak hiş bir zaman hiç kimseye özel düşmanlık yapmadım.
Çünkü benim için düşmanlık kavramı farklı anlama geliyor. Düşmanlık benim için başkasına karşı şiddet ve zor yöntemi kullanarak ortada kaldırma anlamına gelir. Ben hiç bir zaman PKK’nin yaptığı bir geceyi, eylemi, konferansı ve yürüyüşü provoke etmek için insanları örgütlemedim. PKK’nin düzenlediği herhangi bir gecesini zorla basıp insanları tartaklamadım. PKK örgütüne karşı herhangi bir şiddet eylemini örgütlemiş olsaydım bu düşmanlık olurdu. PKK’nın bana ve mensubu olduğum örgütlere karşı düşmanlık yaptığını bildiğim halde PKK’ye karşı şiddet kullanmamaya özen gösterdim. Çünkü PKK tabanının saf ve yurtsever Kürdlerden oluştuğunu biliyorum. Bu insanlar da benim yüreğimin bir tarafını oluşturuyorlar. Bu insanlara karşı şiddet uygulamak benim yurtseverlik düşüncemle bağdaşmaz.
Bu duruşumuzu çok iyi bilen PKK; rehine aldığı Kürd gençlerini sürekli Kürd yurtseverlerine karşı kulandı. (Ev sahibine karşı, evin çocuklarını rehine alan rehineci gibi.) Bundan dolayı da PKK’nin Kürd yurtseverlerini/devrimcilerine karşı gündeminden hiç düşürmediği provokasyonlarına karşı Kürd örgütleri/bireyleri hep savunmada kaldı ve hiçbir zaman karşı saldırıya geçmedi.
Avrupa’da Kürd yurtsever hareketlerinin yaptığı tüm geceler, konferanslar, yürüyüşler ve diğer eylemlerin güvenlik tedbirleri hep PKK’nin saldırıları ve provokasyonlarına karşı alınırdı. Çünkü PKK istinasız bütün Kürd yurtsever örgütlerin gecelerini, toplantılarını, etkinliklerini basıp zorla dağıtıyordu… Ortak platformlarla yaptığımız bütün geceler ve toplantılar PKK’nin gözü dönmüş SS timleri tarafında basılıp insanlar yaralanıyordu. Bunlardan bir tanesinin görüntüleri halen hafızamda canlılığını koruyor.
Benim de örgütlenmesinden yer aldığım Hevkari Platformu (Kürdistan’ın dört parçasındaki örgütlerin ortak platformu) olarak Zürich yakınlarında düzenlediğimiz geceyi Apocu bir grup bastı. Bu Apocu grup üç aylık bir bebeği salonun ikinci katından aşağı atmak isterken, alt katta çocuğu tutmak isteyen ve çığlıklar içerisinde kollarını havaya açmış PSK’li Kamil arkadaşın feryadı hâlâ gözlerimin önündedir. Gözü dönmüş Apocu grubun saldırıları sonucu onlarca insan yaralandı. Bu yaşadığım olay, PKK’nin yaptığı yüzlerce provokasyondan sadece bir tanesidir.
PKK birçok Kürd yurtsever örgütün gecesini silahla basarak insanları öldürdüler ve kimisini de yaraladılar. Buna rağmen bizler ve bütün Kürd yurtsever örgütleri provokasyona gelip olayları tırmandırmadık. Ancak Apocular kendi dışındaki bütün Kürd yurtsever örgütlerine karşı provakatif tutumlarını sürdürdüler. Halen PKK; bütün Kürd aydınlarını/örgütlerini düşman kategorisinde algılar ve bunların mutlaka ortada kaldırılması noktasındaki ısrarını sürdürmektedir. PKK’nin kuruluşundan günümüze taşıdığı bu faşist teori ve pratiğini Kürdistan’ın her dört parçasında ve kendisi dışındaki tüm muhalif Kürdistanlı birey ve örgütlere karşı halen sürdürmektedir.
Şimdi Allah aşkına soruyorum; kim kime düşmanlık yapıyor?
22 Ocak 2011
Rucan Keleş
canomergi@hotmail.com
Geen opmerkingen:
Een reactie posten