maandag 30 juni 2008

AKP nin sonu...

AKP Hükümeti’nin Kürtleri iradesizleştirmeyi hedefleyen ‘eylem planı’na tepki gösteren DTP’liler, bu planın da diğerlerinin akıbetine uğrayıp boşa çıkarılacağını söyledi. AKP Hükümeti’nin Kürt illerindeki valiliklere gönderildiği ‘gizli’ ibareli ‘eylem planı’ ANF Amed muhabiri Umut Deniz tarafından ele gecirilmişti. Planın ayrıntıları, gazetemizin hafta sonu baskısında yer almıştı. Mart ayından önce gönderildiği anlaşılan planda, Kürtçe eğitimin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği, üniversitelerdeki öğretim elemanlarının ‘milli birliği geliştirmesi’ için bilimsel araştırmalar yapması, PKK’ye karşı ekonomik tedbirlerin geliştirilmesi ve PKK’ye yakın basının takibe alınarak ceza verilmesi ile asimilasyonun yaygınlaştırılarak yoğunlaştırılması isteniyor. Dicle Haber Ajansı(DİHA) deşifre olan planı, Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekilleri, belediye başkanları ve gazetecilere sordu.DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş: Hükümetin Kürtlere dönük planlarının olduğu zaten anlaşılıyordu. Plan ortaya çıkmasaydı bile bunların olduğunu biliyorduk. Valiliklerin üzerinde yaşanan yoğun baskı zaten böyle bir planın olduğunu ortaya koyuyordu. 30 yıldır Kürtler üzerinde böyle planlar yapıldı, ancak hiçbir hükümet işi bu kadar ileriye götürüp resmiyete dökmedi. AKP bunu cüretkârca yapıyor. Bunların tamamı ‘terörle mücadele’ adı altında yapılıyor. Ancak bu planın tutmadığı ve tutmayacağı bilinmelidir. Bu planı Meclis gündemi taşıyıp, AKP Hükümeti’ni teşhir edeceğiz.Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı:AKP 2007 yılı itibariyle gerçek niyetinin ne olduğunu zaten ortaya koydu. AKP klasik devlet siyasetinin misyonunu yerine getiriyor. Bu ibret verici belgeler Milli Güvenlik Kurulu belgelerini aratmıyor. Belgelerde belediyelere yönelik valiliklere verilen talimatlar var. DTP’li belediyeler olarak suç oluşacak kaygısı taşımadan hizmet veriyoruz. Ankara’yı memnun etmek gibi bir çabamız söz konusu olmadı ve olmayacak da. Biz bunlar ortaya çıktı diye çekinmeyeceğiz ve halkın talepleri ne ise bunları yerine getirmeye devam edeceğiz. Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin: Bu, Kürtler üzerinde uygulanan politikaların ince ayar verilmiş hali. AKP’nin de geçmiş iktidarlardan bir farkının olmadığı hatta ikiyüzlü bir politika izlediğinin belgelenmiş olması açısından önemlidir. AKP’nin üstüne örtüğü demokratlık kimliğinin ne kadar faşizanca olduğu ortaya çıkıyor. Kürt kültür ve dilinin kabul edilmesi ile ancak Kürt sorunu konusunda çözüm gelişir. AKP Hükümeti Genelkurmay ile aynı çizgide. Kürtlerin verdiği krediyi AKP’nin ne kadar kötü kullandığı ortaya çıktı. ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ diyen Başbakan bugün de Kürtleri topyekûn yok etme stratejisini uyguluyor. Kürtler adına ne varsa hedef alınmış; ırkçı, şoven ve fütursuz bir plan. Yerel yönetimler olarak bunu kabul etmemiz ve duyarsız kalmamız mümkün değildir. Bunun için her türlü meşru ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. AKP’nin uygulamaya koyduğu tehlikeli ve çirkin oyunu boşa çıkaracağız. AKP adeta ateşle oynuyor.DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır:AKP Cumhuriyet tarihinin üçüncü asimilasyon dalgasıdır. Biliyorsunuz İnönü’nün asimilasyon raporu vardı, 60’lı yıllarda AP Hükümeti’nin uygulamaları vardı. Kürtler nasıl asimile edilebilir programları, tehcir uygulamaları, anadil yasağı, vatandaş Türkçe konuş uygulamalara yansıdı. En son bu işi AKP’ye verdiler. AKP de Kürtler için ya dilinizi, ya dininiz tercih edin diyor. Yoksullukla tehdit ediyor. Taraf Gazetesi’nde çıkan Genelkurmay planıyla bu plan birbirini tamamlıyor. Son 25 yılın en büyük operasyonları geliştirilmek isteniyor. Kürtlerin özgürlük mücadelesi imha edilmek isteniyor. Parti kapatılmaya çalışılıyor, basın üzerinde bu kadar sansür olmamıştı. Günlük olarak gazeteler kapatılıyor. Bu AKP eliyle özgürlük hareketinin sesini susturmaya yönelik çok özel bir savaştır. Bu krizin bedelini kendisi ağır bir biçimde ödeyecek. TRT’nin Kürtçe yayın yapması kararlaştırılırken AKP’nin Grup Başkanvekili ‘ROJ TV’yi izleyeceğine bizim düşüncelilerimizi dinlesin’ dediler. Hak üzerinden yanaşmadılar konuya. Bu siyaseti yürütenler halka hesabını verecektir. Çözümsüzlük politikaları sonuç vermeyecektir. Meclis’e taşıyacağız. DTP Diyarbakır İl Başkan Vekili Ali Şimşek: Genelkurmay’ın ve AKP’nin yaklaşımı, hükümet olarak uygulamaya çalıştığı planla örtüşüyor. Kürt sorunun çözümüne dair AKP bir imaj vermek istedi. İmajın oyun olduğu, operasyonlar, yaklaşımlar ve bu planla ortaya çıkıyor. Kürtlerin özgürlük taleplerini boğmaya yöneliktir. Başbakan’ın ‘görmezsen yoktur’ mantığıyla uyuşan bir plandır. Asimilasyonun hızlandırılması isteniyor. Diyarbakır halkı bu planın aslında farklı versiyonlarıyla yüz yüzedir. Diyarbakır halkı geçmişte de farklı planlarla karşı karşıyaydı. Özü itibariyle değişmeyen planlardır. Değişen koşullara bağlı olarak bazı noktalar değişmiş olabilir. Halkımızın talepleri doğru algılanmadığı sürece Kürt sorunun çözümü mümkün olmaz.Azadiya Welat Genel Yayın Yönetmeni Tayip Temel: AKP Hükümeti daha öncede sık sık ifade edildiği gibi Kürt varlığını kimliğini keskin bir inkarı sürdürüyor. Açığa çıkan belgeler, Genelkurmay Başkanlığı’nın eylem planını aratmıyor. AKP Hükümeti’nin bir amacı var; Kürtleri kendi kontrolüne alıp kimliğinden uzaklaştırmak. Planda iki önemli nokta vurgulanmış, birincisi Kürt basınını ortadan kaldırmak için Kürtçe yayıncılık geliştirmek istiyorlar TRT yayınına zemin sunmak istiyorlar. Önce ROJ TV susturuldu çeşitli teknik cihazlarla, sonra yaklaşık 40’a yakın gazete kapatıldı, dergiler, gazeteler basıldı.Planda, asimilasyona yönelik ciddi bir madde var. Daha iyi Türkçe öğretilmesine yönelik politika var. Zaten yıllardır Kürt çocuklarına Türkçe öğretiyorlar. Buna “düzgün Türkçe öğretin” diyerek özel bir vurgu yapılması uygulamaya yöneliktir. AKP’ye de böyle bir rol ve misyon verilmiş. Mesela Azadiya Welat gazetesine açılan davalardan bir kısmı direk İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla açılmış. Çeşitli vesilelerle savcılar ‘bu davalar bizi aşıyor’ demişlerdir. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey: Bu planlar cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren uygulana gelmiştir. O dönemde de ‘İskan yasasıyla’ Kürtleri Türkleştirmeye çalıştılar. AKP hükümeti 2005’te gelip, bölgede Kürtlerin yaşadığı sorunları kabul ettiklerini ve bu temelde politikalar yürüteceklerini belirtti. Ancak bölgede uygulanan politikalara baktığımızda AKP’nin askeriyeyle ortak çalıştığı, hata onun politikalarının uygulayıcısı olduğu ortaya çıkıyor. Anadilde eğitim her vatandaşın temel hakkıdır. Bu uluslararası hukukta da kabul edilen bir haktır. Ancak 1920’lerdeki gibi hala Kürtler yok sayılmaya çalışılıyor. Bu tür politikalarla Türkleştirilmeye çalışılıyor. Ancak Mezopotamya’nın en eski halklarından olan Kürtlerin bu tür uygulamalarla yok edilemeyeceği bir gerçektir. Anadolu’da devlet olmak özgüveni gerektirir, ancak bu uygulamalarla görüyoruz ki AKP Hükümeti’nin özgüveni yoktur. Ve sürekli bölgede Kürtlere yönelik inkar politikaları geliştirmeye çalışıyor. Devletin görevi insanları yerinden etmek değil, onların güvenliğini bulundukları yerde sağlamaktır. Kaldı ki vatandaşın yaşadığı yeri hukuken yok saymak suçtur. Geçen 25 yıllık süreç gösterdi ki yakmakla göç ettirmekle Kürt sorunu çözülmüyor. Ama hala bu inkar zihniyetinde ısrar etmek özgüven sorunundan kaynaklıdır. Bu insanların seyahat ve ikamet etme hakkına da bir saldırıdır. Gelecekte görülecektir ki bu uygulamalar hiçbir şekilde amacına ulaşmayacaktır. Kürt sorunu inkar politikalarıyla çözülemeyeceği bir gerçektir. Tüm aydın ve demokrat kesimlerin bu uygulamalar tepki göstermesini bekliyoruz.

Geen opmerkingen: