dinsdag 3 juni 2008

MUSTAFA KEMAL KIMDIR?

Sadece Kürtleri vahsice katletmesi degil, M. Suphi'yi Cerkez Ethem'i, Yesil Orduyu ve daha neller neller..Butun bu katliamlari yapanlar nasil devrimci, ilerici olabilyor? M. Kemal'i ilerici, anti emperyalist gosteren mantikla, sadece Amrika'ya efenlendigi icin Iran Mollalarini, Sadam'i ve Irak'ta kafa kesenleri ilerici gosteren mantik aynidir. Butun bu fosiller derin devletin, farkli sahalarda, farkli simalarla gorevli istihbaratcilaridir. Dogu Perincek vb. 40 yildir bizimle ayni havayi tenefus ederek, ayni masada Marksizmi tartismasi, ve artik sahtesiyle gerceginin sadece isimlendirmeden ibaret kalmasi yalniz dusundurucu degil, utanc vericidir. Kesinlikle bu somut gerceklere gore konusmak, hareket etmek zorundayiz. Yoksa Sarp Koray, Mihri Beli, Yalcin Kucuk, Dogu Perincek, ve benzerlerin; Katillerle kurbanlarini bir arada savunma becerilerini anlayamayiz, ve gerekli baraji olusturamayiz...M. Kemal, Butun Rum, Ermeni, Kürt halklarinin teorik, pratik bas katilidir. Son yirmi yilda uygulanan Turk Ozel Savasi Ataturk tarafinda sekillendirilen devlet, ordu ve yan aygitlarinin toplamidir. Ozel savas Ataturk dusunce projesidir. Ataturk dusunce derneklerinden TC,nin diger kurumlarina kadar yetistirilen "Cumhurriyet" cocuklari, Basindan Orduya kadar butun onemli kurumlarin basindadirlar ve her doneme uygun; renkli, farkli araclarla devreye girerler. Dusmanimizin bu nitiliginde, biz Kürtlerin lehine kayda deger bir degisme yok ise bizim su degisikligimiz olabilir; yenilgimizin esas kaynaklarina inmek, ve kazanmak icin yeniden mevzilenmek.!Kürtistan'i Binlerce faili "mechul'le mezbahaya ceviren Turk Ordusu, yuruttugu Ozel Savasi, Ozel timlerle ifade etmesi, yukarda belirtigim araclardan sadece bir tanesidir. Ataturk'un felsefesi: rakibini hileli yollardan, yani alcakca, komplo, entrika, suikast, arkadan vurma, kiskirtma, araya celiski sokma, birbirine dusurme, ikili oynama, provokasyon, santaj vb. yontemlerle tasfiye etme, saf disi birakma, veya katletme biciminde ozetlersek; Turklerin atasinin meslegini ortaya koymus oluruz. Bu mantikla olusan TC. ve ordusu ve onun yurutugu ozel savas tarzini varin siz dusunun.! Peki TC. Ve onun yoneticileri bu pis gidayi nerde aldi.?Cok kisa bir ozetini vermekle yetinecem; Tarihte hic bir sinif ekonomik bir guc olmadan iktidar olmamistir. Butun toplumsal degisimlerde; koleci, feodal ve kapitalist siniflar boylesi zorunlu bir seyir izlemistir. Ancak turklerin durumu farklidir. Anadolu'ya gocebe, ilkel bir yasam tarziyla gelen turk boylari, Anadolu'da cok daha ileri bir asama olan feodal uretim bicimi ile karsilasir. Bu uretim biciminde etkilenen turk boylari yerlesmeleriyle birlikte, normal gelisme seyrinin aksine; hazir degerlerin gaspina dayanir, capulculuk,hirsizlik, askeri zor yontemiyle ekonomik bir guc haline gelirler. TC. talan,gasp, katliam ve her turlu insanlik disi uygulamalar temelinde yukselmistir. Bu kuralsiz, hukuk disi, carpik gelisme tarzi turklerin anayasasi olmaya devam eder. Turklerin ekonomik orgutlenmesinin dogusu, estirdikleri terorle, yerlesik halklarin elindeki degerlere el koyarak yerlesim kosullarini yaratirlar. Orta-asyadan Anadolu'ya akin eden turklerin gaspa dayali ekonomik palazlamasi, sonraki donemden'de aynen devam eder. Turklerin bu tuhafligi, Engels tarafinda soyle ifade edilyor: "Turkiye'de ticaret yapanlar kim? Elbette turkler degil. Onlarin ticareti gelistirme yolu kokensel gocebe yasamini surdurdukleri siralarda, kervanlari soymaktan ibaretti; simdi biraz daha uygarlastiklari icin, yaptiklari sey her turlusunden keyfi ve baskici el koymadir." Turk iskalciligin uluslasma tarihi,devsirme, halklara uyguladigi ilhak, zulum, jenosid,asimilasiyon tarihidir. Bu nedenle Stalin'in bile turklerin karekterini izah etmesi carpicidir: Stalin, "Turk uluslasmasini, Anadolu'daki milliyetlerin zor, katliam, asimilasiyon ve eritme yoluyla baski altina alinmasi temelinde gelisen derme-catma bir uluslasma" olarak tanimlar Turk iskalci sistemi, ideoloji ve politikalarini her hangi bir gorus istematigine gore olusturmazlar. Amaca ulasmak icin her turlu riyakarliga, entrika, kosullara gore gonu birlik ikili politikalar yuruturler. Cikarlari sozkonusu olunca, bir gun icinde ideoloji ve siyaset degistirmekten, kendi koyduklari kanunlari, dusunceleri cignemekten ve bir oncekinden tamamen farkli, zit bir dusunceyi savunmaktan teredut etmezler. Orta-asya dini semanizm olan turkler, anadolu'ya geldiklerinde islam olurlar. Mustafa Suphi'ler sahsinda azgin komunist katilleri, "kurtulus savasi doneminde komunist parti kurarlar, kimi zaman laik, kimi zaman islamcidirlar. Turklerin butun komsulari ve Avrupa, turkleri iyi tanidigi icin asla guven duymaz. Komprador somurgeci turk burjuvazisinin temsilcisi olan, Mustafa Kemal ordu icinde komplo askeri zorla iktidara geldigi icin, siddet TC'nin ana felsefesi olmustur. Mustafa Kemal anti emperyalist degil, sadik bir usagi, dengelere gore tavir degistiren bir saklavandir. M. Kemal'in potresini kisaca belirtmek gerekirse:1. Dunya Paylasim Savasinda, Anadolu iskal altindadir. Osmanli ordusu, gucu bir kac parcaya bolunmustur. Sovyetlerde ki devrimci iktidar degisikliginin'de etkisiyle halk Anadolu'da cete orgutlemeleriyle iskale karsi savasmaktadir.Tabi iskalde cikari olmayan burjuvalar'da iskali kirmaya iliskin arayisini surdurmektedir. Butun bu gelismeleri yakinen goren, yasayan M. Kemal, sovyet yanlisi gorunup,Lenin tarafindan gonderilen Albay Semen Budeni ile gorustukten sonra tam destek alir. Zaten sovyetler birligi uluslar arasi gucler tarafinda gittikce zorlanmakta oldugu icin kullanabilecegi veya kullanmazsa bile dusman olmamalari icin herkesle yogun bir iliski agini olusturma ugrasindadir.Boylece M. Kemal'in iktidar olma yolu acilir. Karadenizde Rumlara karsi savasan Laz ceteleriyle iliski kurar, Topal Osman'nin sayesinde 23 Temuz 1919'da Erzurum kongresini toplar. Asiret reisleri, Seyhler, Seyitler, subaylar, milletvekili vb.milli duygularina hitap ederek, Kongreyi toplar. Gercek fikrini hic birine acmayan ve onlari tek tek yokladiktan sonra, avini yakalamis bir avci gibi herkesi rahatca isini bitirebilecegi yerlere yerlestirir.Asil goruslerini sir gibi saklayan M.Kemal, onlarla hem fikir oldugu goruntusu, oyle olmadigi daha sonra ortaya cikar. Kendine bagli ekibini'de goclendirmeyi ihmal etmeyen bu alcak, benzer bir kongreyi de ayni vaatlerle 4 Eylul 1919'da Sivas'ta toplayarak Kürtistan cephesini saglama aldiktan sonra, Kazim Karabekiri bu Cephenin basina getiririr. Ikiye bolunen Osmanli ordusu gecmise dayali cikar,kariyer, intikam celiskileri sonucu bir kismi iskale karsi cikar. Ayric icinde komunistlerinde bulundugu Kuvay-i Milliye diye adlandirilan halk milisleri'de iskale karsi savasmaktadir. Bu hengame icinde ve Ankara'nin disinda hic bir onemi olmayan, TBMM 1920'de ilan edilir. Hemen duzenli ordu olusturamayan M. Kemal Kuvayi-Milliye'yi kullanarak cete savasiyla tam bir duygu tucarligiyla bu donemi idare eder. Keza bastirilan isyanlardan dolayi Cerkez Ethem bir koylu halk isyancisi olarak, cevresine yuzlerce koylu kuvetleri toplayarak direnise gecer; 15 Mayis 1919'da Salihli cephsinde Yunan kuvvetlerinin yuruyusunu durdurur. Daha bir cok cephede son derece basarili bir savas yuruten Cerkez Ethem'e su ovguleri dizen M. Kemal: "Basarilari ve hizmetleri kurtulus tarihimizde en parlak satirlari iskal edecektir" Iste bu sozlerin sahibi M. Kemal, kisa bir sore sonra C. Ethemi ajanlikla, hainlikla itham ederek bir komployla katleder. "Ankara'ya cagrilan Cerkez Ethem; M. Kemal, Inonu, F. Cakmak tarfindan buyuk bir ilgi ile karisilanir. (Politik oyunlarin bilincinde olmamasi kullanilmasina sebep olur.) Buyuk ovguler dizilir ve bu (yozgat, Sivas Tokat,vb.) isyani'da bastirmasi istenir.Ancak Cerkez Ethem, burada savasin esas olarak Kuvayi-Milliye'nin omuzlari uzerinde yukseldigini anlar. Digerlerinin degil cephede bir zafer kazanmak, cephe gerisindeki isyanlari bile bastirmaktan aciz olduklarini gorur. Ethem, kendilerinden, cepheden donusune kadar yerinin doldurulmasini ister ve yerine Fevzi Cakmak gecici olarak gonderiliri. Ethem, 23 Haziran 192O'de bu isyanlari'da bastirir. Mahkemeler kurulur ve suclular cezalandirilmaya baslanir. Iste bu ana kadar bir milli kahraman olan Cerkez Ethem, bu olaydan sonra hizla Ankara'nin gozunde bir asi durumuna duser. Nedeni, suclu bulundugu icin Ankara Valisi Yahya Galip'le birlikte, Yozgat Kaymakami'da yargilamak istemesidir. Cunku isyanin cikarilmasi ile birlikte gizli bir cok daleverenin oldugunu ogrenen Cerkez Ethem. Bunlarin M. Kemal'in onemli kadrolari oldugunu,ona dayandiklarini ogrenince ciddi bir komplo hazirligi oldugunu fark eder, ve kuvvetleriyle Eskisehire doner. Bu olay M. Kemal'de Kuvayi-Milliyenin ilerde basina sorun acacagi endisesine neden olur; dolayisiyla hizla Kuvayi-Milliye'yi tasfiye ederek, duzenli ordunun olusumuna girisir. Diger bir husus'sa M. Kemal'in pratik uygulamalarina sahit olanlar, gittikce ondan uzaklasarak bir araya gelenlerdir. Bunun en acik ornegi 1920'lerde Ekim Devriminden etkilenen aydin, kucuk rutbeli subaylarin, memurlarin olusturdugu demokratik bir koylu hareketi olan, Yesil Ordudur. Yesil Ordunun gizli teskilatlanmasi Kuvayi-Milliyecilige dayanir, anti M. Kemal olan bu hareket, bir cok insanla beraber Cerkes Ethem'de icinde yer almasiyla bu hareket kitleseleserek gelisir. Durumun tehlikesini goren M. Kemal kendi adamlari olan Celal Bayar, Adnan Adivar, Hakki Bahic, Yunus Nadi gibi kisiliksizleri yesil ordunun bozguna ugratilmasi icin yerlestirilir.Yesil Ordunun dagitmis oldugu bir bildiri M. Kemal'in eline gecer ve bildiride bir pasajda soyle denilmekte:"Eski dunya, birkac zenginin, milyonlarca insanin aclik ve sefaletine karsi kendi rahatliklarini temin etmlerinden baska bir sey degildir. Allah insanlari hep esit yaratmistir. Sizi fukara, cahil yapan bu zalim adamlarin serrinden kurtulmak icin basinizi biraz kaldiriniz. Sesinizi yukseltiniz. Onlardan korkmayiniz." diyerek reaksiyonlarini ortaya koyarlar. Bu durum karsisina adeta kuduran M. Kemal, icine yerlestirmis oldugu adamlari vasitasiyla bu hareketin tasfiyesini ister ve hemen kapatarak hakinda sorusturma acar. Fakat Cerkez Ethem henuz disardadir. Ayrica Sovyet devrimine sempati duyan, etkilenen Anadolu halklari, M. Kemali telaslandiran diger bir etkendir. Bu telasini sahte bir TKP'yi olusturarak, mevcut semptiyi tam bir iki yuzlulukle kendi cikarlari dogrultusunda kullanir. TKP kurucularindan Kilic Ali, hatiralarinda M. Kemal'in goruslerini soyle izah eder: "Bolsevik propagandalari gittikce ehemmiyetimizi tehlikelendiryordu. Dogrudan sinirlarimiza girmek tehlikesini gosteren bu ceryani artik onlemek lazim geliyordu." Ceryani kanuni yollarla, siddetli harektlerle onlemek o gunun harici politikasina uygun degildi. Fakat vaziyeti ehemiyetle takib eden Mustafa Kemal Pasa, buna da care bulmakta gecikmedi. Butun bu hareketlere cevaben: "Biz haricten gelecek herhangi bir telkine uyarak degil, fakat kendi bunyemizi gozonune alarak icab ediyorsa firkayi (partiyi) kendimiz kurabiliriz dedi. Ve cok gecmeden, bu muvazaa tertibi olarak, ben de dahil oldugum halde,Hakki Bahic (eski Maliye Vekili) Ihsan (Bahriye Vekili), Refik Koraltan (Mebus), Sureyya Yigit (Mebus) Beylerden bir Heyeti Merkeziye teskil ettiler. Hakki Behic Bey, Katibi Umumi oldu. Parti Hakimiyet-i Milliye matbaasinda kucuk bir odada ise basladi. Hatta o sirada Moskova sefiri tayin edilmis olan Ali Fuat Pasaya tarafimizdan bir de komunist talimatnamesi verildi." "Tesekkulumuz bir muddet yasayarak kendisinden beklenilen gayeyi temin ettikten sonra, kendi kendini kapattir." Celal Bayar, Dr. Tevfik Rustu Aras, Adnan Adivar, Yunus Nadi de aktif kadrolarindadir. Ali Fuat Cebesoy, bu partiyi Komuntern'e uye yapabilmek icin temsilci olarak Moskovaya yollanmistir. Kendisi ayrica Moskova elcisidir.Ancak komuntern bu parti yerine Mustafa Suphilerin TKP'sini taniyinca, bu defa M. Suphinin TKP sini ele gecirmek icin komplo hareketine agirlik verirler. Ve basarilida olurlar. Lenin'in turkiye'ye iliskin yanlis yaklasimlari ve telkinleri sonucu M. Suphi, M. Kemal'in sahtekarliklarinin alabildigine boyutlu oldugunu ya onemsemez, yada yeterince kavrayamaz, iliskiden yana olur. Bu durumu firsat bilen M. Kemal derhal Ali Fuat'la beraber Tevfik Rustu, gorevlendirerek, M. Suphiyi turkiye'ye getirmek icin Moskova'ya gonderir, Komuntern uyesi TKP'nin kemalist TKP'ye donusturulmesi icin M. Suphi'nin katl edilmesi lazim. M. Kemal bu igrenc emeline ulasmasi icin her yontemi dener. M. Suphi'ye TBMM Baskanligi adina 21 Agostos 1920 tarihinde Turkiye'ye gelmesi icin bir mektup illetir. Bu cagri uzerine M. Suphi ve arkadaslari ulkeye doner.M. Kemal hain planini gerceklestirmek icin; kara yolu degil deniz yoluyla gelmeleri icin bir telgraf Erzurum'a, bir tanede Trabzon'a ceker. Telgraflar, M.Suphilerin katl edilmesi emrini vermektedir. Kayikci Yahya (ki, ayni zamanda Trabzon Mudafaa-i Hukuk Cemiyeti uyesidir.) ve adamlari katliami yapmak icin gorevledirilir. M. Kemal'in planladigi bicimde; 28-29 Ocak 1921 gecesi M. Suphi esi ve ondort yoldasi alcakca katledilir. Imha planin gerceklesmesinden sonra, TKP gercekten de komintern icerisinde kemalist hareketin savunmasini yapar. Ornegin;1 Temuz 1924'deki Komintern 5. Kongresinin 22 oturumunda Turkiye delegesi olarak konusan Sefik Husnudur. Keza ayni TKP, Ulusal demokratik ve ozerklik haklari icin M. Kemal'in sahtekar, iki yuzlu politikalarina karsi cikan, 1925, 1930, 1938 Kürt Ulusal Isyanlarini, ve onderlerini bin bir iftra ile gerici gostererek, bastirilmasini, ve katliamini Komintern'de bile savunmasi TKP, Aydinlik, IP, ve benzer Turk solcularinin sabikali, saibeli kimlikleri hakkinda yeterli bir kanittir. Iste M. Kemal'in gercek yuzu budur, kendi icinde, disinda ve denetiminde olmayan, butun anti iskalci, ilerici ve demokratik kisi ve hareketleri sadece bu diktator bozuntusuna karsi ciktiklari icin sonlari boyle olmustur. M. Kemal, bosuna Ermeniler,Kürtler Rumlar, Asuriler vb. sahsinda halklarin bas katili, olarak telaki edilmemistir. Kisacasi M.Kemal teskilatini tam oturtuktan sonra iskale karsi cikan butun demokratik,ilerici kisi ve kurumlari, ortada kaldirmayi daha uygun gormustur. Cerkez Ethemi'in basarilarindan dolayi onu oldurmekten cok, halkin gozunde dusurulmesi esas alinir. Tabi M. Kemal'in Cerkez Etheme iliskin bir cok komplusu bosa cikar. Son olarak, TC'nin "sanli" Inonu "zaferi" diye gecen olay, aslinda Cerkez Etheme karsi gelisir, Cerkez Ethem'e buyuk bir ordu gucu ile saldiran Inonu, onu Yunanistan sinirina dogru sikistirir. Caresizlik icinde kalan Cerkez Ethem, Yunan kuvvetlerine siginmak zorunda kalinca, Turk yoneticileri "hain kahraman kuvvetlerimize dayanmayarak yunanistana sigindi"diyecek kadar karektersiz ve asagilik oldugunu belirtyordu. sahte TKP'nin gizli ve sahte kurucusu M. Kemal'de yukarda aktarilan mantigin on kat cirkin versiyonlari bir cok makaleler'de dile getirilmektedir. Esas konumuz olmadigi icin ozet biciminde gecmek zorunda kaldik. Zaten turk solunun bu gunku vaziyeti eskiyi'de aratmamaktadir...M. Kemal'in turanci siyasetini, Cumhurriyetini bir cok sevyede Kürtlere pazarlamaya calisanlar, artik butun yedek lastiklerinide devreye sokarak tam sonuc alma asamasina gelmis gibiler. Mihri Beli, Yalcin Kucuk, Dogu Perincek, Sarp Koray, bunlardan bir kacidir. Peki, M. Kemal ve onun Cumhurriyetinden nefret edenlere, Kürtlere; onu yeniden benimsetmeye calisan Kürtleri nereye oturtacagiz..?Osmanli'dan devr alinan bu komplonun ozu: kardesi, oglu, babayi bir birine bogduran, saray ici ve disi komplolarla pis, kirli bir gelenegin surdurucusu olan TC. ve onun kafa tasci yoneticilerin, sembollerini Kürtlere sempatik, saygin gostermeye calisanlar; ya bastirilmis, satin alinmis,caresiz, iradesiz kara cahillerdir, yada gayet bilincli bir yeni ihaleyle, bir kac kirinti karsiliginda 8O yil daha Kürtu somurge, kole kontratiyla, hayatini garantiye alma karsiliginda, devletin maasli memurlari olmaya aday olanlardir. Hic kimsenin mazlum Kürt milletini, Turkiyelilik ust kimligi adi altinda, katillerin inisiyatifinde yasamak mecburiyetinde birakmaya hakki yoktur. Bu Kürtlere agir bir hakarettir. Ancak her millet, Ulus kendi Bayragi altinda ve kimligiyle yasama hakina sahiptir. Butun dunya Uluslari, halklari icin savunulan, gecerli olanlar neden KürtLER icin gecersiz oluyor? farkli savunulyor.? ostelik gene Kürtleri kullanarak.! Kesinlikle ne pahasina olursa olsun bu oyun bozulmalidir... Kaldi ki, Adaletli bir referandum olsa, satilmislarin disinda hic bir Kürt turklerle birlikte yasamak bile istemez. Dunya'yi yoneten devletlerin teskil ettigi Birlesmis Milletler'in Programindan da mevcut olan Uluslarin Kendi Kaderini Kendilerinin Tayin etmesi, ilkesi Yillarca Kürtler adina savas yuruten bir orgutun kayitsiz, sartsiz istemi olmamasi tek kelimeyle faciyadir. Saygilarimla

Geen opmerkingen: