Kürtlerin zaaflarının da dikkate alınması, irdelenmesi gerekir. Bölünmenin, parçalanmanın ve paylaşılmanın hedefi olan bir ulus, birçok zaafı olan bir ulustur. Düşmanları, onun bu zayıf tarafından yararlanarak onu bölmüşler, parçalamışlar, paylaşmışlar, yok etmeye çalışıyorlar.
vrijdag 2 mei 2008
1 Mayis Turkiyenin yuzkarasi
Yaklaşık 1500 kişinin bulunduğu DİSK binasına yönelik ilk saldırıdan başlayarak, eylemle ilişkili ilişkisiz herkese gaz bombası atıldı. Lösemili hasta çocuklardan, turistlere ve muhabirlere kadar genç yaşlı gaz bombasından nasibini aldı. Hızını alamayan polis, Şişli Etfal Hastanesi'nin bahçesine kaçan eylemcilerin arkasından, biri acil servise, biri hasta çocukların da bulunduğu bölgeye, iki defa bomba atmakta bile sakınca görmedi. 1 Mayıs dolayısıyla Taksim’i kuşatmaya alan polis, yaklaşık 5 bin gaz bombası kullandı. Polis attığı gaz bombaları ile Taksim’i ‘gösterici işgalinden’ kurtarmayı başardı! Cop, biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ederek 530 kişi gözaltına alınırken, İHD verilerine göre gözaltı sayısı 2 bin 800 kişi... Ancak tüm bunlara rağmen İstanbul savaş alanına dönerken Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, olumsuz bir durum yaşanmadığını söyledi. Göz yaşartıcı bomba olarak da adlandırılan 'gaz bombası' ağız, burun ve ciğerlerdeki mukus zarını tahriş ederek yaşlanma, hapşırma ve öksürmeye yol açarak geçici süre vücudun zarar görmesine neden oluyor. Gaz bombası, el bombası biçiminde ya da ayresol tenekeleri içinde depolanır. Biber spreyi ise gözlerde, burunda ve ağızda yanma ve kızarıklığa neden olur. Son yıllarda ise gaz bombası, dünyanın birçok ülkesinde güvenlik güçleri tarafından 'toplumun güvenliğini sağlamak' için kullanılıyor. Ancak toplumsal bir çok olayda kullanılan gaz bombasının sağlık üzerindeki etkisi kesin olarak hala bilinmiyor. GAZ BOMBASININ ETKİLERİ Bu maddelerin akut etkileri arasında gözlerde ağrı, yanma hissi, aşırı göz yaşarması, gözkapaklarının kapanması, görme problemleri, deride kızarıklık, dermatit, egzema, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, pulmoner ödem, akut solunum yetmezliği, hipotansiyon, göğüs ağrısına neden oluyor. Eğer maruz kalan kişilerin astım, kronik akciğer hastalığı, hipertansiyon veya kardiyovasküler hastalığı varsa bu semptomlar çok daha belirgin görülüyor. 30'lu yaşlardaki insanlarda ise bazı riskleri beraberinde getiriyor. Ayrıca bu maddelerin, uzun dönemde kansere ve doğum defektlerine yol açabilecek kromozomal bozukluklara neden olabileceği de iddia edilmekte.
Abonneren op:
Reacties posten (Atom)
Geen opmerkingen:
Een reactie posten