Gecenin zifiri karanlığında türk jetleri Kürdistan dağlarını, Kandil dağını bombaladılar. Dağların beri yakasında konuşlandırılmış füzelerle dağların öbür yakasına konvasıyonel bombalar yağdırdılar. Sömürgeci türk basını sürmanşette "Hayinlerin,"terröristlerin" inleri başlarına yıkılarak yerle bir edildi" diye yazıyor ve ekranda kendisini pazarlıyan bakımlı kadın Tv. spikeri haberi böyle geciyor. Evet "hainlerin",terröristlerin" yuvaları, inleri başlarına tonlarca bomba yağdırılarak yerle bir edildiğini şevkle bildiriyorlar. Sömürgeci türk devletinin sözcüleri, başbakanı, genelkurmay başkanı, basını,Tv.leri hep bir ağızdan kahramanlık edası ile efeleniyorlar. Türk ajansları, basını,Tv.leri dağın beri yakasındaki füzeleri dağın öbür yakasına ateşlemeyi,gece yarısı jetlerle tonlarca bombayı yağdırarak baskın düzenlemeyi bir kahramanlık, beş on tane Kürd gencin ellerinde birer Kıleş dağdaki hareketini ise "hain girişim" olarak veriyorlar. Lakin hayatın realitesi kimin eyleminin hain, korkak bir eylem olduğunu bütün çıplaklığı ile bize sunuyor. Başkasının teknolojisi, öncülüğü, istihbaratı ile kabadayılık tasarlamak bir alçaklıktır. Başkasının atına binen tez iner. İki, üç bin metre yukarda görünmeden bombaları savuran mı, yoksa donkişot edası ile elinde bir kıleş, kısıtlı bir kaç mühimatı ile bire bir çarpışmaya hazır genc Kürd delikanlısımı korkak ve hain? O genclerin destansı kahramanca direnmelerine, insani bir ahlak olarak sonsuz saygım var. Ancak o yurtsever Kürd genclerini bir danışıklı savaş ile hain tuzaklara düşürenlere, Kürd genclerin kanı üzerine politik hesaplar yapanlara esas kinim ve nefretim. İşte esas hain ve korkak onlardır. Genelkurmay ve onların taşronları Kürdistanda yaptıkları bu kanlı taplonun, dökülen Kürd genclerinin kanı üzerine zil takıp keyfiyat yapıyorlar.
Kandildeki karargahda KCK(PKK) "kurmayların" yaptıkları 9 maddelik açıklamada fazla bir talep yoktu; yalnız "türkiyelilik" kimliği altında bir afla silahların bırakılacağı belirtiliyordu. Peki, bu kadari sömürgeci türk devleti için çok mu büyük bir talepdi? Hayır, verilen onbinlerce bedel karşısında bunlar hiçbiri talep değildir. Zaten sömürgeci türk devletin ve denetimindeki taşron yapının amacıda dağa götürülen genclere bir bedel ödemek değil, kıyma cenderesine konulan Kürd genclerini kıyımdan geçirmektir. Hedef daha çok kan dökmek,daha çok Kürdü öldürmektir... Gerçekten sömürgeci türk devleti savaşın, kanın durmasını isteseydi pekala bedelsiz olan bu talepleri yerine getirebilirdi. Genelkurmay ve sömürgeci develet Kürdistanda savaşın ve kanın durmasını istemiyor. Çünkü ölen Kürdler, harabe olanda Kürdistandır ve onlarda zaten bunu istiyorlar.
Kürdistan federe devletin başkanı sayın Mesud Barzani kandil dağına yapılan bu alçakca saldırıya karşı sesizliğini bozdu. "Kürd halkının kanı bu kadar ucuz değildir" dedi. Sayın başkan Mesud barzani, senin dökülen her kürdün kanını kendi yüreğinde hisettiğini çok iyi biliyorum ve senin Kürd milli duygularını anlıyorum. Çünkü sen, Kürdistan efsanesi kahraman Kürd destanı Melle Mustafa Barzanin oğlusun. İyi ki öyle bir efsane senin gibi bir evladı biz Kürdlere nasip etmiş ve o efsanenin onurunu ve yüreğini şahsında taşıyorsun! İyi ki "Kürdlerin kanının artık ucuz olmadığını" dünyaya haykıran, sizin gibi güçlü bir sesimiz var! Bu onurlu, kişilikli tavrınızı dört parçadaki bütün Kürdler görüyor ve taktirle karşılıyor.
Sayın başkan Mesud Barzani Kerkükü ziyaret eden Amerika dışişler bakanı Riceyi proteto ederek görüşmedi ve olup bitenlerin ABD nin sorumluluğundan olduğunu söyledi. Sömürgeci türk devleti ve onların basını,başkan Barzanin bu tutumunu "terröristlerle",PKK ile işbirliği olarak değerlendirdiler. Dünya alem herkes biliyorki başkan Barzani hiç bir zaman PKK nin politikasını desteklememiştir ve işbirliğide yapmamıştır. PKK nin politikasının kimin denetiminde olduğunu, olup bitenlerin kimin senaryosu olduğunu bilecek kadar politik deneyime ve birikime sahiptir. Hatta bazı dönemler, PKK nın Güney Kürdistana düşmanca tutumundan dolayı ilişkileri gerilmişti. Tabi sömürgeciler yine Kürdlerin birbirini kırmasını,düşman olmasını istiyorlar. Kürdistan dağlarına yapılan hava saldırılarına karşı başkan Barzanin çıkması PKK ile işbirliğinden dolayı değildir. Bilakis milli duygularından dolayıdır. Kürd genclerinin kanının boşuna dökülmesini istemiyor. Bu alçakca saldırılar, başkan Barzanin hükümranlık sahasını ihlal etiği içindir. Sömürgeci türk devleti denetimindeki taşron yapı ile G.Kürdistanda Kürdü-Kürde kırdırma senaryolarını hazırladılar, ancak G.Kürdistan yönetiminin öngörülü, duyarlı Kürd milli politikası sömürgecilerin oyunlarını boşa çıkardı. Halende türklerin "ali cengiz" oyunları bitmiş değildir. Her Kürdün hasas sürece karşı duyarlı olması gerekir...Zaten yapılan bu saldırılar esas olarak G.Kürdistana göz dağı vermek, tehtid etmek ve baskı altında tutmaktır. Herhalukarda Kürdler baskılara santajlara boyun eğmeyecekler ve olası hertürlü gelişmeye hazırlıklı olacaklardır. Peşmerge güclerine savunma emrinin verilmesi,sömürgeci güclerin hertürlü saldırısına karşı hazır olmaktır. Sömürgeci gücler ve dünya alem şunu çok iyi bilmelidirki her Kürd yurtseverin yüreği Peşmergelerle beraber atıyor.
Geen opmerkingen:
Een reactie posten