zaterdag 8 november 2008

AKP ELI ILE PLANLANAN ISLAM TAKTIGI KURDISTAN DA COPE ATILDI,, KURTLER UYANIYOR

Türkiye Başbakanı Erdoğan, son dönem yaptığı çıkışlarla diktatör görünümünü giderek pekiştiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi toplumsal uzlaşma kapılarını kapatarak krizlere yol açan Erdoğan, ulusalcı-laik cepheye karşı Kürtlerin verdiği emanet oyların da kalıcı olduğu yanılgısına kapılarak başlattığı yerel seçimler hazırlıklarında kendini ele verdi. Erdoğan, fetihe çıkan bir komutan gibi başladığı bölge gezisi hüsranla bitince, agresifleşti ve milyonlarca Kürde “çekin gidin” dedi. Seçimleri krize çevirerek kazanmayı alışkanlık haline getiren Erdoğan, bu kez de DTP’yi tasfiye etme planını gerçekleştirmek istedi. Stratejisi çöken Erdoğan, Kürt oylarından umudunu kesti ve milliyetçi oylara yöneldi.

Türkiye, yerel seçimler öncesi yine kritik bir dönem yaşıyor. Her seçimi krize çeviren AKP iktidarı, yerel seçim öncesi de yeni bir krize imza atmayı başardı. Bu kez ise hedefte DTP’li belediyeler ve Kürt seçmenler var. 22 Temmuz seçimlerinden sonra CHP ve DTP’nin kalelerini sıralayarak, Diyarbakır, Dersim, Çankaya ve İzmir’i istediğini açıklayan Erdoğan’a, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Diyarbakır kaledir düşürülemez” yanıtı vermesi, DTP-AKP savaşında fitili ateşledi.

AKP’NİN DTP KOMPLEKSİ

Türkiye’de seçmenin sisteme yönelik öfkesi ve değişim umuduyla destek verdiği AKP hükümeti, Kürt illerinde de emanet oylarla yakaladığı temsiliyet fırsatını da yine Kürtlere karşı kullanmaya çalıştı. Başbakan Erdoğan’ın, DTP’yi etkisiz göstermek amacıyla “Benim de 75 Kürt kökenli milletvekilim var“ açıklaması da AKP’nin, DTP kompleksini anlatmak için ciddi bir referans oldu. Erdoğan’ın partisindeki 75 Kürt milletvekilinin tamamı bile, DTP’li bir milletvekilinin yarısı kadar bile Kürt sorununa sahip çıkmadı. Bu nedenle AKP’nin Kürt seçmenini temsil ettiği iddiası da ilk günden itibaren anlamsız kaldı.

KÜRT SEÇMEN ÇANTADA KEKLİK DEĞİL

Siyasi Partiler Yasası, seçim barajı gibi engeller nedeniyle DTP’nin bağımsız adaylarla dezavantajlı girdiği seçimlerde, devlet desteğini arkasına alan AKP’nin bu kadar milletvekili çıkarması büyük bir başarı olmadığı gibi, tek başına iktidar olmanın getirdiği avantaj, ekonomik kaynaklar, İslamcı örgütlenme, sağ partilerin gizli ittifakı, devlet ve ordunun bölgede verdiği destek AKP’nin bölgede destek bulmasının önemli faktörleri arasında sayılabilir. AKP’nin önceki seçimlerde değişim umudu ve 22 Temmuz’un olağanüstü koşulları nedeniyle Kürt seçmenden aldığı desteği Mart 2009’da yeniden alması kolay görünmüyor. Bu gerçeği gören Erdoğan, son dönemlerde iyice agresifleşti.

DTP’Yİ TASFİYE PLANI

Kürt sorununda hiçbir adım atmayan, çözümü askere havale eden, vaat ettiği ekonomik yatırımları bile karşılamayan AKP iktidarı, siyasi çözüm olarak de DTP’nin tamamen tasfiyesi projesini uygulamaya koydu. Kürt seçmenin tepki göstereceği endişesiyle DTP’nin parlamento grubunun tasfiyesi konusunda CHP ve MHP’nin çağrılarını dikkate almayan Erdoğan’a göre, sorunun asıl çözüm yeri yerel yönetimlerin ele geçirilmesi. Milli Görüş geleneğinde edindiği bu deneyimini Kürt illerine uyarlamaya çalışan Erdoğan’a göre, AKP önce yerel yönetimleri kazanacaktı, DTP’nin halkla bağı koparıldıktan sonra zaten Kürt sorununu da doğrudan gündemden çıkacağı için Kürtlerin taleplerinin karşılanmasına da gerek kalmayacaktı.

AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARDI

Ne var ki Erdoğan’ın, Kürt sorununu tasfiyeyle ‘çözme’ planı, masa başında hazırlandığı gibi gerçekleşmedi. Kürt illerine gittiğinde, zafer kazanmış komutan edasıyla dönmeyi uman Erdoğan, ‘cantada keklik’ gördüğü belediyeleri de artık unutmaya razı olmuşçasına milyonlarca Kürde kapıyı gösterdi: “Tek bayrak, tek millet, tek vatan” diyerek MHP’nin “Ya sev ya terk et” sloganının yeni bir versiyonunu buldu. Erdoğan, “Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” diyerek sadece ağzındaki baklayı değil, yüzündeki maskeyi de çıkardı. Üstelik bunu Kürt mücadelesinin en hareketli olduğu yerlerden biri olan Hakkari’de yaptı.

AKP’NİN STRATEJİSİ ÇÖKTÜ

Aynı Erdoğan, Kürt gençlerine pompalı tüfekle saldıran bir saldırganı da “Vatandaş kendini savunacaktır” diyerek açıktan destekledi. Bu sözlere başta DTP olmak üzere kamuoyundan sert tepkiler geldi. Çünkü en son Altınova’da sahnelenen Kürtlere yönelik linç girişimi böylece iktidar tarafından teşvik edilmiş de oldu. Erdoğan’ın bu sözleri geçmiş hükümetlerin icraatlarını, faali meçhul cinayetleri, çeteler, derin devlet ve bugün yargılanan Ergenekon yapılanmasının kaynağını hatırlattı.

Bu hatırlatma, AKP’nin bölgedeki imajını yıktığı için yerel seçim stratejisinin çökmesine yol açan bu sözler parti içinde de tepkilere yol açıyor. AKP’li Kürt vekilleri bile Erdoğan’ı savunamayacak hale geldi. Erdoğan’dan çekinen milletvekilleri gerçek görüşlerini ancak kulislerde dile getirebiliyor. AKP’li vekiller, Erdoğan’ın inadına bölgeye giderek, ortamı germesi ve son çıkışların ardından AKP’nin yerel seçimlerde bölgede büyük oy kaybına uğrayacağı itiraf ediyor. İslamcı stratejistler bile Erdoğan’ın bu sözlerini savunmakta zorlandıkları için yalnızca “kişisel çıkışıdır, parti politikası olduğunu sanmıyoruz” diyebiliyor.

KAMUOYU DESTEĞİ AZALIYOR

Erdoğan’ın, devlet olanakları ve olağanüstü güvenlik önlemleriyle gittiği parti kongrelerinin AKP’ye oy kazandırmanın aksine bölgede devletin partisi olduğu imajını pekiştirdi. Erdoğan’ın kongrelere katılması bile bu kadar büyük gerilime yol açarken, yerel seçim sürecinde AKP’nin bölgede karşılaşacağı tepki ve sandıkta çıkacak tablo şimdiden belli: Kapatma davasında son anda kurtulan Erdoğan, Ergenekon davası ve Kürt sorununda Genelkurmay ile uzlaştı ve kamuoyu yoklamalarında zirvede görünen oy yüzdesi de erimeye başladı. Değişim umuduyla sandıkta destek veren Kürt seçmenin sayesinde ulusalcı ve laik kesimlere direnebilen AKP’nin gemisi, yanlış politikalar nedeniyle Kürt illerinde su almaya başladı. AKP acil önlemler almazsa, bunun Türkiye geneline yansıması uzun zaman almayacaktır.

YASAL UYARI: Fırat Haber Ajansı (ANF) servis ettiği haber ve fotoğrafları aboneleri dışında, ajansın izni olmadan kopyalamak veya yeniden yayınlamak yasaktır

Geen opmerkingen: