• Kafkasya’da; Vatanını korumak için savaşanlara ve her türlü haksızlığa karşı çıkıp silaha sarılan kişilere, ABREK, denir.
• Türkiye’de kullanılan “ÇERKES“ kelimesi; Almanca “Tscherkess“ ingilizce “Circassien“, XENAPHON ve SKYLAX isimli Yunanlılar tarafından kullanılan “Cercetae”, “Cercet”, “Kerket” kelimelerinden türeyerek, Türkçeye ve diğer dillere geçmiştir.
• ÇERKES kelimesi;“genel olarak” Adigeler, Abhazlar ve Ubıhlar’ı tanımlamak için kullanılır. Bunların dil ailesi; Kuzeybatı Kafkas dil grubuna girmektedir. Bu dillere Abask-Kerket veya KAFKAS-İBER dil ailesi, derler.
• İSPANYA’nın kuzeydoğusunda, Fransa’yla sınırdaş olan BASKLAND‘da, yaşayan BASK’lar da aynı dil ailesindendir.
• Biz, diasporada yaşayan Kafkasya kökenliler, birlik sağlamak üzere, belli bir dönem Çerkes kelimesini kullanmışızdır. Halen de gerektiğinde kullanmaktayız. Ancak Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oluşan ulusal devletler nedeniyle, kendi ulusal kimliğimizi artık daha fazla öne çıkarmaktayız.
• Ayrı ulusal devlet ve ulusal kimlik adlarını kullanmak, Kafkasya kökenlilerin bölün-mesine sebep olmamaktadır. Çünkü biz Kafkasyalılar olarak, hepimiz birbirimizi kardeş olarak biliriz. Bu nedenle de; ulusal isimlerimizi kullanmak ve birbirimize adımızla hitap etmek, ayrılığa sebep olmamıştır.
• Ayrıca bu bize, daha rahat politika yapma ve üretme serbestliği de tanımıştır. Örneğin;
• Abhazya’daki savaş sırasında, ülkemize yıllar önce gelip yerleşen Grekler ve Ermeniler, Faşist işgalci Gürcü birliklerine karşı, bizimle birlikte savaştılar.
• Oysa Adige Cumhuriyeti’nde; Adigelerle, Ermenilerin aralarının soğuk olduğunu biz biliriz..
• Çeçenler’in çoğu, Ruslardan hoşlanmaz ve büyük bölümü Ruslarla birlikte olmak istemez.
• Abhazyalıların çoğunluğunun tercihi ise; Rusya ile eşitlik temelinde birlikte, yaşa-maktan yanadır.
• Bunlara benzer iç ve dış olgulara karşı, tavır konusunda ki bazı ayrılıklar, ulusal devletlerimize ve Diaspora’ya yansıdığında; kardeşlerimize; kendi somut durumu-muzu ve olaya ilişkin düşüncelerimizi gerekçeleriyle birlikte net olarak, açıklarız. Görüşlerimizi karşılıklı olarak asla dayatmayız. Netice olarak, politik ve taktik ayrılıklarımız! müttefiklerimizin çoğalmasına yol açar.
• Bu durum; tüm “Çerkes” toplumu için, yeni avantajlar! ortaya çıkarır.
Yine biliyoruz ki; her sene, Ağustos ve Eylül aylarında ABHAZYA, avrupa televizyonlarının gündemine çıkarılır. Bu programların, Abhazya’nın bağımsızlık mücadelesi süreçlerinin, kritik dönemlerine rastlatılması ilginçtir!
• Bu televizyon programları; Abhaz-Gürcü meselesini Gürcüstan, ABD, Almanya ve Türkiye’nin istediği biçimde çözülmesini önermekte ve Gürcü faşistlerini mağdur olmuş taraf olarak yansıtmaktadır,
• Bu program yapımcıları; Abhazya-Gürcüstan sorununun, Gürcüstanın toprak bütünlüğü içerisinde çözülmesini istemektedirler.
• Bu programlar; Bağımsız Abhazya Cumhuriyetini, STALİN’in yaptığı gibi, tekrar Otonom cumhuriyet statüsüne indirerek; Abhazya vatandaşlarının yaşam hakkını, Faşist Gürcülerin insafına bırakarak ve tarihsel vatanlarını yok ederek, çözülmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu nedenle de bunlar, Faşist Gürcülerin işledikleri ve işlemeye devam edecekleri, insanlık suçuna iştirak etmektedirler.
• Bu programlar, Abhazları ve Abhazya’yı tarih sahnesinden yok etme planına hizmet ettiği için, Gürcüstan yanlısıdır.
• Bu programlar; Avrupalıların ve ABD’nin biz Kafkasya Kökenliler’e, Abhazya’ya ve ABHAZ toplumuna, nasıl baktığını,
• Çeçenistan’ı destekleyenlerin, niye Abhazya’ya düşman olduklarını,
• Türk ve Kürt Devrimcilerinin, 1992 - 1993 yılları arasındaki aymazlıklarını,
• Her halkın, önce kendi gücüne güvenmesi gerektiğini, ayrıca kendisini savu-nacak örgütlerini de yaratmasının şart olduğunu,
• KAFKASYALILAR BİRLİĞİ ’nin, Abhazya’ya yapılacak yeni bir saldırıyı destekle-yecek olanları, 1 Ekim 1993 ve 2 Aralık 1995 ’de yayınladığı bildirileriyle, nasıl uyardığını, hatırlatmaktadır!.
Biz, bu noktalardan yola çıkarak, düşüncelerimizi genel hatlarıyla tekrarlamak istiyoruz;
• Anavatanımız bellidir. Bu yüzden; kimsenin ülkesinde gözümüz yoktur!.
• Kimsenin canını veya malını, yok etmek istemiyoruz!.
• Bu nedenlerden dolayıdır ki; hiçbir devlet bizim ülkemiz aleyhine, çalışma yapma-malıdır!
• Her devlet ve onun insanları, kendi işlerine bakıp, huzur içinde ve mutlu olarak yaşamaya devam etsinler!.
• Bizim ülkemize saldırmak isteyen Gürcüstan’dır...
• Fakat biz şunu çok iyi biliyoruz. Gürcü Faşistlerinin arkasında; ABD ve RUSYA bile olsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti istemezse, Gürcüstan, kesinlikle ülkemize saldıramaz!
İşte, onun için hep diyoruz ki,
“KAFKASYA KÖKENLİLER;
TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ ve
GÜÇLENMESİ İÇİN VERİLEN MÜCADELELERE,
MUTLAKA DESTEK SUNMALIDIR !..“
ABAZA KENAN
Geen opmerkingen:
Een reactie posten