maandag 25 augustus 2008

Kafkasya halklari

Sevgili Kurdistan halki,

Gürcistan'ın 15 yıldır Abhazya ve Güney Osetya'ya karşı yürütmüş olduğu provokasyon eylemleri, 07-08 Ağustos 2008 tarihinden itibaren saldırgan ve Güney Osetya halkına karşı "soykırım" düzeyine varacak düzeye çıkması sonucunda Rus Ordusunun bölgeye müdahalesi ile sonuçlandı. Bizler, başta ABD, AB ve Türkiye yönetimleri ve basın organları sayesinde Güney Osetya'da yaşananları Rus ordusunun vahşeti biçiminde kamuoyuna duyurulan biçimi ile izledik.
Ancak gerçekler, bu biçimde mi idi? Türkiye'de basın ve yayın organlarının değerli yazarları ve düşünürleri. Rusya'nın 2000 Gürcü..(!) Sivili öldüren Rus askerlerinden, yapmış oduğu zulüm ve işgalden söz etti. Günlerce Gori ve Poti şehirlerinde ki gürcü sivillerin çektiği sıkıntı ve ölümlerden söz etti. 07-08 Ağustos tarihlerinde Tsinvali'de neler oldu? bunu sorgulayan hiç bir yazı ve TV yayınına rastlamadık.
Gürcistan Silahlı Kuvvetleri "Gürcistan Soros Cumhuriyeti" Devlet Başkanı Mihail SAALAŞVİLİ'nin TV konuşmasından bir-kaç saat sonra sivil, askeri hedef gözetmeksizin 07 Ağustos Perşembe akşamından başlayarak Tsinvali Şehri'ni, savaş uçakları, tank, topçu birlikleri ve roketatar silahları ile saatlerce bombaladı. Bu saldırı sonucunda 1500'e yakın sivil oset vatandaşı öldü, 75 bin kişinin yaşadığı Tsinvali şehrinde 30 bin kişinin üzerinde sivil insan evlerinden oldu. Tsinvali şehri, deyim yerinde ise taş, taş üstünde kalmadı. hastaneler, okullar, akla gelebilecek her türlü yerleşim birimi yerle bir edildi. Türkiye yönetimi, Gürcistan'a yapacağı yardımdan söz ediyor, basın-yayın organları hala Gori'de ki rus işgalinden söz ediyordu.
Fransa Dışişleri Bakanı Viladikafkas'a geldikten sonra, gördükleri karşısında şok geçiriyor, Gürcistan'ın ölçüsüz güç kullandığını açıklıyor ve bundan sonra Avrupa basını gerçekleri görüntülemeye başlıyor, Gürcü askerlerinin sivil Oset vatandaşlara "alman yapımı" silahlar ile ateş etmesini sorgulamaya başlıyordu. Peki Türkiye'yi yöneten zihniyet ne yapıyor? hiç bir şey olmamış gibi "Gürcistan'a silah satarız. Bize kimse karışamaz" konuşmaları yapıyordu. Türk basını da "Güney Osetya'da öldürülen sivil insanların NATO ülkelerinin silahları ile katledildiği" konusunda hiç bir sorgulama yapma zahmetinde bulunmuyordu.
Aradan 12 gün geçtiğinde ilk kez Kanal D TV Ana Haber Yayınında Tsinvali Şehri Türk kamuoyuna gösteriliyordu. Diğer TV Yayın organları ve Milliyet Gazetesi'nin değerli emektar yazarı Sn. Çetin ALTAN' da hala 2000 Gürcü (!) Sivil insanın Rus Ordusu tarafından öldürülmesinden söz ediyordu. Peki, Türk Basın-Yayın organlarında ki bu tutum neden kaynaklanıyordu? Bunu hiç sorgulamak gerekmiyor mu idi. Ne zaman Sn. SAAKAŞVİLİ, kravatını yemeye başlıyor, dünya basınında magazin konusu olmaya başlıyor. Türkiye'nin değerli köşe yazarları ve TV Yayın Organları da yazılarında ve görüntülerinde gerçekleri belirtmeye başlıyordu.
Türk Basın ve Yayın Organlarının değerli yazar ve yönetmenleri. Sn. Güneri CIVAOĞLU'nun 21 Ağustos 2008 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yazmış olduğu "Ankara'nın Kravatları" adlı yazısında belirtilen "kravatların" hangi çeşidini takıyorlardı? Acaba kendilerine "birileri" tarafından takılan "kravatların" sahipleri tarafından istendiği biçimde mi? yoksa "bağımsız basın kuralına uymak" koşulu ile takılan "kravatlarına" göre mi hareket ediyorlardı? Bunu kendilerine sorsunlar.
Türkiye Cumhuriyeti'ni bugün için yöneten zihniyet, Kendisine takılan "kravat"a uygun olarak hareket ediyor. Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarının dünya ülke parlamento ve liderleri arasında görüşülmeye başlanması, Gürcistan'ın saldırıları sonucunda mağdur kalan Güney Osetya halkına yardım edilmesi gerekirken Gürcistan'ın savaş mağduru (!) insanlarına yardım gönderiyor. Karadeniz'e açılarak Gürcistan'a insani yardım (!) götüreceğini söyleyen ABD Savaş Gemilerine izin vererek yeni politik ve askeri tırmanışlara yol açacak adımlar atıyor.
ABD Savaş Gemileri, Gürcistan'ın hangi insani yardım talebini karşılayacak? İnsani yardım malzemeleri sivil gemiler ile gönderilir, Savaş Gemileri ile değil. Türkiye'yi yönetenler, ABD Savaş Gemileri'nin Karadeniz'e açılmasına destek vererek, ileride gelişebilecek olaylar karşısında taraf olmuştur. Evet, tarafsız olmaları gereken bir ortamda kendilerini taraf ilan etmişlerdir. Türkiye'nin Başbakanı Sn. Tayyip ERDOĞAN; TV karşısında ABD Savaş Gemilerinin Montreux Anlaşmasına uygun olarak boğazlardan geçtiğini anlatıyor. Ancak, Savaş Gemileri ile Gürcistan'a nasıl bir insani yardım (!) malzemesi götürülebileceğinden hiç söz etmiyor.
Kafkas İttifakı’ndan söz eden AKP yönetimi, Sn. Tayip ERDOĞAN’ın başbakanlığında, bir adet “adige” ve bir adet de “çeçen” başbakan yardımcısı ile bu koalisyonu oluşturdu. Ancak, Gürcistan’a yapılan askeri yardımlar ve silah satışları ile yıllardan beri Abhazya ve Güney Osetya’da ki sivil insanların ölümlerine destek olmak amacı ile bu ittifakı oluşturdu. Yıllardan beri Abhazya ve Güney Osetya Devlet Başkanları “Gürcistan’a ABD ve Avrupa Ülkeleri tarafından yapılan askeri yardımlar ve silah satışları Abhaz ve Oset Halklarının kıyımı için kullanılacaktır. Bu desteği durdurun…” çağrılarının karşılığı, ABD ve Avrupa Ülkelerinin askeri desteği ile Tsinvali’de 1500’e yakın sivil insanın yaşamını yitirmesine destek olmuştur.
TBMM'de gurubu olan ya da olmayan bütün Siyasi Partilerin bunu TBMM içerisinde sorgulamaları gerekmektedir. Irak'da yaşanan krize sokulmak istenen Türkiye, birden bire kendisini hiç de istemediği bir Kafkasya Krizinin içerisinde bulabilir. Abhazya ve Güney Osetya'nın Stalin tarafından belirlenen Gürcistan Topraklarının içerisinde kalıp kalamıyacağının tartışıldığı ve Bağımsızlıklarının kabul edilmesinin aşamasında Türkiye'yi yönetenlerin ve tüm siyasi partilerin çok dikkatli olması gerekir.
Polonya Devlet Başkanı Lech KACZYİNSKİ’nin "bizler Abhazya'nın Kosova'dan daha fazla tarihsel ve yasal olarak bağımsız oduğunu biliyoruz. Ancak Rusya'dan yana taraf olduğu için Bağımsızlıklarını kabul etmiyoruz. Rusya'ya karşı taraf olduklarında bunu kabul ederiz" açıklaması gelişmelerin boyutları konusunda bizlere bilgi veriyor.
Sovyetler birliği dağıldığından bu yana Gamsakurdiya, Şevardnadze ve son olarak da Saakaşvili ile “devlet yapısı” oluşturamayan “Gürcistan Soros Cumhuriyeti”, halkının istemleri doğrultusunda “gerçek demokratik devlet yapı”sını oluşturamadan, ülkesi içerisinde istikrar sağlayamaz. Saakaşvili gider, yerine yeni bir “kukla” gelir.
Abhazya'nın ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarının reddedilmesini ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü savunanların, Türkiye'nin iç politikası için tehdit oluşturduğunu düşünenlere de söyleyecek bir çift sözüm var. Sizler Kafkasya'nın coğrafi-politik yapısını bilmiyorsunuz. Bilmediniz ve bilmek de istemiyorsunuz. Asırlardan beri "Bağımsız Devlet" olarak varlığını sürdüren Abhazya ve Osetya'nın varlığından bile habersizsiniz. Kendi bünyeniz içerisinde yaşayan "kürt" kökenli vatandaşlarınızın talepleri ile bu ülkeleri karıştırmayın. Abhazya'da ve Güney Osetya'da sadece Abhazlar ve Osetler yaşamıyorlar. Devletlerin içerisinde değişik etnik yapılardan bir çok toplum yaşıyor ve bunlar hep birlikte "Bağımsız Devlet" yapılarını 15 yıldır sürdürüyorlar. Gürcistan'da olmayan "devlet" bu ülkelerde var. Tarih boyunca devlet oluşturamamış "etnik" bir toplum, "suni" olarak "devlet" oluşturamaz.
Kuzey Irak'ta ABD tarafından "suni" olarak oluşturulmaya çalışılan "aşiret" toplumu "kürt devleti"ni ve Türkiye'de de oluşturulmaya çalışılan "kürt" etnik temelli "yapı" istemlerinin, Abhazya ve Güney Osetya ile uzaktan, yakından hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. Başta da değindiğim gibi, “alfabe”si Paris'te ki "enstitü" ile biçimlenen devlet yapılanması, ABD tarafından "suni" olarak yaratılmaya çalışılan "kürt halkı" deyim yerinde ise "tarih trenini kaçıran" toplumlar içerisinde yer almaktadır.
Kürt Halkı; içerisinde bulundukları devletlerin, o ülke vatandaşı olarak yerlerini alabilirler. Kültürel haklarının geliştirilmesi isteminde bulunabilirler, ancak, yaşamları boyunca "devlet" oluşturamadıkları için, bu istemlerini yerine getiremezler. Irak'ta ABD tarafından oluşturulan "suni" aşirete dayalı "kürt devleti" yöneticileri. Irak'ta ki ABD işgali kalktıktan sonra, Irak halkı tarafından "hain" ilan edilmeyeceklerinin garantisini verebilirler mi bizlere?
Türkiye'de, "kürt halkı" için mücadele verdiklerini söyleyenler, önce kendi "feodal" yapılarından kurtulsunlar. Güney Doğu'da Kürt Halkının "kürt-islam" sentezine dayalı ABD güdümlü politikalarını uygulayan AKP iktidarına karşı ve kendi toplumlarının "aşiret" yapılanmasından kurtarılması mücadelesini versinler. Şiddetin toplumların gelişmesinin önünü tıkadığını bilsinler. Uluslararası arenada devlet ve ulus olmanın kıstaslarının ne olduğunu bir kez daha irdelesinler.
Sevgili abhazyam.com üye ve izleyicileri. ABD Savaş Gemilerinin Karadeniz'e girmesi ile Kafkasya satranç oyununda yeni bir perde açıldı, gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.
1989 yılında Abhazya'da Gürcistan ile yaşanan gerginlikler sırasında, Suhum'da olaylar çıkaran Gürcü "milliyetçileri"ne yaşlı bir gürcü kadının söylediklerini aktarmak istiyorum. "çocuklar, abhazlara karşı gelmeyin, onlar zamanında bizlere topraklarını açtılar ve yer verdiler. Onların toprakları ile uğraşmayın, bunun sonu iyi olmaz". Evet, günümüzde olanları gördük. Abhazya'da ve Güney Osetya'da yaşayan "sivil" gürcüler de yerlerinden oldular.
23 Ağustos 2008 tarihinde Rus Ordusu işgal (!) ettiği Gori kentinden giderken yaşlı bir Gürcü Vatandaşı İşgalci (!) rus askerlerine "sizler şimdi gidiyorsunuz, asıl haydutlar birazdan Tiflis'ten gelecekler ve soygunlarını sürdürmeye devam edecekler" diyordu. Sovyetler Birliğinin dağıldığı tarihten bu yana doğru düzgün bir devlet yapısı oluşturamayan Gürcistan, Abhazya, Güney Osetya ve Acaristan ile sorunlarını o toplumların istemleri ile birlikte çözebilmiş olsa idi, bugün Bölge de sorun olmayacaktı. Stalin tarafından oluşturulan "suni" Gürcistan Devleti, daha önceden de olduğu gibi, Abhazya ve Güney Osetya'nın olmadığı yeni yapılanması ile tarih sahnesinde yerini alacaktır.
Yazımı, misafirperverliği ile ünlü Abhazlara ait bir fıkra ile bitirmek istiyorum. "Kan davası olan bir abhaz, evinde otururken, bahçe kapısı çalınıyor. Karşısına "kan davalı" olduğu kişi çıkıyor ve misafir olmak istiyor. Abhaz, "kan davalısı"nı evine misafir olarak geldiği için hürmet ile ağırlıyor. Ve misafirine "sen benim kan davalım olsan da evime misafir olarak geldin, ben seni en iyi şekilde ağırlayacağım. Ancak, bahçe kapısından çıktıktan sonra sen benim düşmanımsın" açıklamasını yapıyor.
Türkiye'yi yönetenlere, Abhazya ve Kuzey Kafkasya Politikası nedeni ile "kravat" yiyen SAAKAŞVİLİ pozisyonuna düşmemelerini dilerim. Ülke’lerin de 15 yıldır bağımsız olarak yaşayan Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarının kabulünde, Cezayir örneğinde olduğu gibi geç kalmamalarını tavsiye ederim.

Saygılarımla.
www.abhazyam.com

24 Ağustos 2008 Pazar
(47)ABHAZYA, FAŞİSTLER TARAFINDAN 16 SENE EVVEL BUGÜN İŞGAL EDİLMİŞTİ

16 sene evvel bugün, Gürcü faşistleri Abhazya'yı işgal etmişti. Havadan, denizden ve Karadan -aynı HİTLER'in Polonya'ya yaptığı gibi- bir baskınla, Abhazya'ya girmişti. Yıllardır Abhazya'da yaşayan Gürcüstan göçmeni birçok Gürcü de, işgalcilerle beraber katliamlara katılmıştı!..
O zaman, Rusya yönetiminin başında Yeltsin, Gürcüstan'ın başında ise Şevarnadze vardı.. Türkiye Demirel-İnönü koalisyon hükümetiyle yönetiliyordu.. Bunların hepsi, biribirini aratmayacak ölçüde "namussuzlukta" yarışa çıkmış kişilerdi.. O nedenle de; "Gürcüstanın toprak bütünlüğüne saygılıyız" denilerek, Gürcü Faşistlerinin katliamları, yakıp-yıkmaları suskunlukla geçiştirilmiştir.. Savaş, bunun için 14 ay sürmüştür.. Kimse Faşist Gürcülerin katliamlarına "dur" dememişdir.. Hiç bir devlet, yardımımıza gelmemiştir.. Gerilla savaşı başlatan Abhazyalılara, sadece kardeş halklardan ve diaspora'dan gelen gönüllüler destek vermişlerdir. Abhazya kuvvetleri önce, Abhazya'nın kuzeybatı bölgesini işgalcilerden "temizledi." Kurtarılmış topraklarda, hızla ordulaşarak, düşmanı işgal ettiği şehirlerde kuşatarak, ele geçirilen sivil Gürcüleri, "Şehirlerde kalan Abhazların canlarına karşılık rehin" tutarak, açık alanlardaki Faşist Gürcüleri ve Ukraynalı paralı "askerleri" imha ederek, zaferi kazandılar..
Bugün de; Gürcü Recep'in desteklemeye devam ettiği, Faşist Gürcü Şakaşvili'nin Faşist birlikleri, Güney Osetya'nın başşehri Tshinvali'yi bombardımanla harebeye çevirmiştir.. 2000 civarında sivil Osetyalı, bu saldırıların sonunda yaşamlarını kaybetmiştir..
Abhazya savaşı sırasında Demirel-İnönü koalisyonu "Gürcüstan'ın toprak bütünlüğüne büyük önem veriyoruz" diyerek, Gürcü Faşistlerini desteklemişdi.. Şimdi Anti Kemalist Parti hükümeti, aynı "herzeyi" yiyor.. İnsanlarımızı katleden Faşist Gürcü Sakaşvili'yi, "yarım ağızla" bile olsun eleştirmiyor.. Çünkü, dünya'nın her yanında Faşistler böyledir.. "İt, İt'i ısırmaz!."
Gürcü faşistlerine, hertürlü askeri desteği veren Anti Kemalist Parti hükümeti, kardeşlerimizin dökülen kanlarının sorumlusudur.
Bir zamanlar Mehmet Ağar, "Bin operasyonun içinde oldum" diye övünüyordu.. Sonra ne oldu? Döktüğü kanların hesabını, evlatlarının Mezarları başında ağlayarak, bu dünya'da vermeye başladı.. Anti Kemalist Partililer de vergilerimizi, "Abhazları ve Osetleri öldürsünler" diye, Gürcü Faşistlerine hibe etmişlerdir.. "Bunlar" da çocuklarının cesetleri başında, birgün mutlaka uluyacaklardır..
Batı; Stalin'e "milyonlarca muhalifini yok etmiştir. Demokrasi düşmanıdır" diyerek karşıdır.. Türkler ise; "Türkiye'den toprak talep ettiği için" Stalin'e düşmandır.. Fakat Stalin'e düşman ve karşı olanlar, konu Abhazya'nın ve Güney Osetya'nın bağımsızlık meselesine gelince, hepsi "keskin Stalinci!" kesiliyorlar.. Güney Osetya'yı ve Abhazya'yı zorla Gürcüstan'a hediye eden Stalin'in yolundan gidiyorlar. (Stalin, Çeçenlerden, Azerilerden ve Ermenilerden de toprak alıp Gürcüstan'a bağlamıştı) Bugün Batı'nın ve Türkiyenin var gücüyle "korumaya" çalıştığı, "Gürcüstan'ın üniter yapısı" böyle, meydana getirilmiştir. Stalin'e karşı olan tüm Batı; Stalinin şövenist uygulamaları sonucunda yaratılan Gürcüstan'ın, sınırlarının değiştirilemezliğini, savunmaktadır.. Bu bir ironidir.. Trajikomiktir.. Sahtekarlıktır.. Ahlak eksikliğidir..
Bazıları, "Rusya, Gürcüstan'ı işgal etti" diye yırtınıyor.. Kimileriyse "yaşasın birleşik bağımsız kuzey kafkasya kahrolsun amerikan ve rus uşakları" diyor.. Bunlar düşman veya ajan değillerse -bilmediklerinden dolayı- ABD ile, Rusya'yı aynı kefeye koyarak söylüyorlarsa, onlara empati yapmalarını öneriyoruz..
Sizler Güney Osetya'da yaşayan, 100 bin civarında ki Osetden biri olsaydınız, Genosid yapmak kararında olan, Faşistlerin yönetimde olduğu bir ülke, tanklarıyla, toplarıyla, zırhlı araçlarıyla ve uçaklarıyla vatanınıza saldırsaydı, Başşehrinizi ve diğer yerleşim yerlerinizi bombalasaydı, Binalarınızın yandığını, İnsanlarınızın öldürüldüklerini görseydiniz, sokaklarda kopmuş kollar, ve bacaklara rastlasaydınız, annenizin, babanızın, kardeşlerinizin, karınızın, kızlarınızın, oğullarınızın, akrabalarınızın ve komşularınızın; öldürülme ve tecavüze uğrama tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bilseydiniz, ne yapardınız? Bu Faşist Gürcülerin 1992'de Abhazya'yı işgal ettiklerinde, insanların kulaklarını ve burunlarını keserek, yakarak, delik deşik ederek öldürdüklerini ve bazılarına da tecavüz ettiklerini, videolardan izlemiş olanlardansanız, bütün bunları bilmekte ve bu tehlikeyle karşı karşıya olan ve de yaşamakta olan siz olsaydınız, ne yapardınız?. Sizden askeri olarak çok güçlü bu Faşistlere karşı, mecburen savaşırdınız değil mi?. Aynı anda da; mutlaka kardeşlerinizden ve dostlarınızdan da yardım isterdiniz.. Güney Osetyalılar da öyle yaptılar. Savaştılar.. Savaşırken, kardeşlerinden ve dostlarından yardım istediler.. Kuzey Osetyadaki kardeşler ve Ruslar geldiler..
Oset kardeşlerimize yardım edenlere; ABD, AB ülkeleri, Faşist Gürcü Recep ve Gül A, çok kızdı.. Çünkü bunların vijdanı yoktur..
ABD, Irak'daki 2000 Gürcü askerini, ABD uçaklarıyla, çatışma bölgesine katliamlar devam etsin düşüncesiyle taşıtmıştır.. Busch utanmazca, Faşist Gürcüler, "engellendiler" diye kızıyor, köpürüyor, "Rusya'nın müdahalesi kabul edilemez" diyor..
Fidel Castro, KÜBA'dan yaptığı açıklamada "Gürcistan hükümeti, Bush ile önceki temasları olmadan anayasal düzeni yeniden sağlamak adı altında 8 Ağustos şafağında silahlı kuvvetlerini Güney Osetya Otonom Cumhuriyeti’nin başkentine asla göndermezdi.“ “Güney Osetya’da konumlandırılan Rus birlikleri oraya uluslararası olarak kabul edilmiş bir barış göreviyle gönderildiler“ açıklamasını yapıyor.. Ve Küba devletinin de “20 yıl boyunca, yüzbinlerce savaşçısını Afrika'ya göndererek, sömürgeciliğe ve ayrımcılığa karşı bağımsızlık mücadelesi verenlere destek olmuştur“ diyor..
"Güney Osetyalılar yok edilmesin" diyerek, yardım çağrısına olumlu yanıt vererek yardıma gelen Rusya'ya, sizler neden kızıyorsunuz?
1990'lı yıllarda; Güney Osetya ve Abhazya'da Faşist Gürcülerin yaptığı katliamlar dünya'dan saklanmıştı.. Şimdi de yalan, yanlış bilgilerle, halklar kandırılmaya çalışılıyor.. Rus ordusu ve Kuzey Osetya silahlı kuvvetleri, Osetlerin tamamen yok edilmesini engellemek ve korumak üzere gelmişlerdir.. Ayrıca "Sovyet kızıl ordusunun, Faşist Almanya'nın göbeğine kadar girmesi gibi, gerektiği yere kadar da girmesinde, biz hiçbir sakınca görmüyoruz.."
Biz, Güney Osetya'nın yardımına koşanları kutluyoruz.. Selamlıyoruz.. Saygılar sunuyoruz.. Onlar kardeşlerimizi kurtardılar..
"Rusya, bizi yutacakmış!." "Onları sonra kovamazmışız!." Sizler, Bize akıl vermeye kalkışacağınıza, akıllıysanız, "milliyetçiyseniz," "Türkiye'yi satmakla mükellefim" diyen Gürcü Recep'e ve onun hükümetine bakın!. Türk vatanseverlerini katledeceğinize, biraz namusunuz kaldıysa, "BOP eşbakanıyım" diyen Gürcü Recep'e karşı çıkın! Hiç birşey yapamıyorsanız onları, sandık'da gömmek için uğraşın.. Güney Osetyalıları ve Abhazları yok etmek için, Faşist Gürcü yönetimine askeri eğitim ve destek veren Anti Kemalist Parti hükümetine "erkeklik" yapın..
Yine kıyaslayabilmek adına, geçmişten bir hatırlatma yapalım..
1974'de askeri darbe yapan Rum Faşisti Samson, Kıbrıs'da iktidara el koymuştu.. Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak isteyen bu Faşist ve ona bağlı kuvvetler ve diğer EOKA'cılar, Kıbrıs'daki Türkleri katletmeye başlamıştı.. Oradaki TMT(Türk Mukavemet Teşkilatı), Türkiye'den yardım istedi.. Orada yaşayan Türkleri yok edilmekten, korumak için, Türk Askeri çıkartma yaptı.. Samson'un işi bitirildi.. Bu yenilginin hemen ardından, Kıbrıs'daki Rum Faşistlerini destekleyen "Albaylar cuntası" denen, Faşist Yunan hükümeti de yıkıldı..
Şimdi ki Güney Osetya olayın da ise; Türk askerlerinin yerini Rus askerleri ve Faşist Rumların yerini ise, Faşist Gürcüler almışlardır.. Abhazların ve Osetlerin Dostları, Güney Osetya'nın yardım çağrısı üzerine ve Rusya vatandaşı olan Osetlerin yok edilmesine karşı çıkmak üzere gelmiş ve Faşist Gürcü ordusunu ve Hırsızlar güruhunu Gürcüstan'a doğru kovalamışdır..
Buna neden kızıyorsunuz? Namuslu liderler ve namuslu insanlar, hep ezilenlerin yanında yer alırlar..
ABD, AB ve onların uşağı, Anti Kemalist Parti hükümeti "gürcüstanın toprak bütünlüğü" diyor, "Petrol" diyor, "Tren yolu" diyor, "Karadeniz Ekonomik işbirliği" diyor, "çıkarlarımız" diyor, velhasıl sadece parayı düşünüyorlar..
Peki, Medvedev ve Putin, olaya nasıl bakıyorlar? Onlar "Gürcüstan'ı devlet olarak tanıyoruz ama, Güney Osetya ve Abhazya'nın tarihsel olarak onlara ait olduğu tezini kabul etmiyoruz. Abhazlar ve Osetler Gürcüstanın sınırları içinde olmak istemiyorlar. Gürcüstan'la birlikte olup-olmamaları onların kararına bırakılmalıdır" diyor.. Ve MEDVEDEV, 13 Ağustos gününü Rusya Federasyonu'nda Güney Osetya'da ölenler için "YAS GÜNÜ" ilan etmiştir.. Ülkede asılı olan tüm bayraklar, gemilerde ki bayraklar bile yarıya indirilecek. Televizyon ve Radyo yayınlarında ki magazin ve eğlence programları iptal edilecek. Yaşanan dramla ilgili programlar yayınlanacak. “Kimler insan ve Dost?" AKP'liler mi?
Avrupa'da son 15 yılda, 12 yeni devlet kurulmuştur.. Bunların "bağımsızlıkları" ABD ve AB ülkeleri tarafından hemen tanınmıştır.. ABD, AB ve Türkiye, Yugoslavya Devleti'nin altıya bölünmesine hiç karşı çıkmamışlardır.. Onların "toprak bütünlüğünü" hiç konu etmemişlerdir. Tam tersine "parçalanmaya destek sunmuşlardır." Bunu yapmalarının "sebepleri" nelerdir? Bu "gerekçelerin" kat-kat fazlası, biz Abhazlarla Faşist Gürcüler arasında, Osetlerle, Faşist Gürcüler arasında da vardır.. Neden bizlerin katledilmesine karşı çıkılmıyor? Neden katliamcı Faşistler destekleniyor? 1200 yıllık devlet geleneğimiz niçin umursanmıyor?

Namussuzlar, bizlere karşı örgütlenmiş durumdadır.
Kafkasya kökenli vatanseverler de -diaspora'da- siyasi alanda birleşerek, teşkilatlanmalıdırlar.. Bunun için Türk ve Kürt örgütlerindeki "sağcı" solcu, tüm kadrolar, "oradaki arkadaşlarıyla helalleşerek" halkımızın safına, halkımız için geri gelmelidir..
İçinde bulunulan hiçbir örgüt, Abhazya veya Güney Osetya için kımıldamamıştır. Kımıldamaz da..
Onlara göre BİZLER, ancak haber değeri olduğumuzda ve onların "örgütlerine" hizmet edersek varızdır..
Onların içinde ve "tepelerinde" yer alan Bülent, Merih, Musa, Kemal, Vural, Emrah, Duran, Yaşar, Hikmet, Metin, Şenol, Cemil, Ethem ve DİĞER önderler!
Kafkasyalılar için, Kafkasya kökenlilerin arasına geliniz!.
Kafkasya'nın ve "Diaspora'daki vatanseverlerin" size ihtiyacı var..

Ajönba Kırgız

Geen opmerkingen: