zondag 24 augustus 2008

Savasta tavir..

Bu konuyu çok isledik. Ama issiz güçsüzler takimi hep ayni havayi pompaliyor; “Yok su kisi söyle imis de bu zat böyle imis” teranesinden vazgeçmiyorlar. Bunlara verilecek cevabimiz olmadigindan degildir suskunlugumuz. Biz hizmet arbabiyiz ve bunun için ter döküyoruz.. Birileri; ben hapishane kahramaniyim diye övünürse bizim bunlara diyeceklerimiz olacaktir. Ama bugün degil.. Simdi sadece söyle diyoruz: Farzedin ki orada dayaga karsi direndiginiz.. Bundan dolayi da “kahraman” idiniz. Peki bugün nesiniz? Geçmisinize ihanet içinde degil misiniz? Ben söyle dirangen biriydim demeyin.. Bugünkü durusunuza bakiniz. Bu büyük bogusma esnasinda, yani bu kapkara günde ne yapiyorsunuz, nesiniz?
Geçiyoruz..
Yillarca yazdik çizdik.. Türkler’in hedefinde PKK’nin degil, devletlesmeye temel teskil edecek olan Kerkük oldugunu tikali kulaklara anlatmaya çalistik. PKK Türkler için büyük bir engel konumundadir demeye, belletmeye çalistik. Olmuyordu, olmayacakti da. Oyunun büyük oldugu bir alanda, bir problem söz konusu oldugunda en iyi bir istihbarata ve orduya sahip olanlar kendi isteklerini dayatirlar. Bütün dünyada bugünkü bas problem, fosil enerji kaynaklarina sahip çikmak, nükleer enerjinin yayilmasini kontrol altinda tutmak veya kisaca yasaklamak olarak görünüyor. Özellikle fosil enerjinin çikarilmasi, pazarlanmasi ve bu enerjinin istenen noktaya varmasini saglayan yollarin güvenligi dünyaya egemen olmanin olmazsa olmaz sartidir. Dünyanin su zayif ve istikrarsiz aninda Washington’da politik senaryolar yazan çevreler; Rusya, Türkmenistan ve Kazakistan’daki kaynaklarin haricideki tüm fosil enerji kaynaklarini simsiki elde tutmaya çalisiyor. Su anda rakipsiz tek süper devlet olan ABD bu sartlarin devam etmeyecegini elbette biliyor.
Iste bizim açimizdan bölgesel bir güç olan Türk Devleti burada devreye giriyor. Türkler bu süper gücün gölgesinde yatiyor ve ilerdeki rüyalarinin gerçeklesmesi için olusum halindeki Kürdistan’in özgürlük mücadelesini bogmaya çalisiyor. Kürt insaninin en büyük düsmani olan Mogol artigi yayilmaci Ankara Rejimi, ABD’nin kendisine bir katre dahi olsa petrol vermeyecegini biliyor. Bunun için siyasi pazarlikta fosil enerjinin pazarlama yollarini müzakere ediyor. Yani Kerkük yerine, Kerkük’ün topraklarinin altinda yatan degerin boru hatlari ile pazarlanmasina taliptir. Ama kendileri için ilerde tehdit teskil edebilecek olan Kürtler’in Kerkük’e sahip çikmalarini kesin bir sekilde istemiyorlar. Uzun vadeli düsünüldügünde Türkler’in bu hamleleri kendileri açisindan gereklidir.
Buna karsin Baskan Barzani’nin Kerkük konusundaki tavri önemli ve nettir. Bu netlik kitleleri harekete geçirmistir. Kürt Halki ve Kürdistan Halklari Barzani’nin tavrini desteklemek için ayaktadir. Bu tavir ve kitlesel durus Güney Liderligi’ni oldukça cesaretlendirmistir. Baskan Barzani zaten, her zamanki gibi, Kerkük’ün Arab’a peskes çekilmesine karsidir. Bu son çikislari ise Türk’ün maskesini indirmeye yetiyor. Iste bazi veciz sözler:
Baskan Barzani: “Kerkük olayinin ardinda yabanci parmagi var”.
Mahmud Osman: Kerkük olayi Türkler’in eseridir.
Kerkük Meclisi: Biz Kürdistan’a baglanmak istiyoruz..
Ayrica YNK, KDP ve Islami Cephe yetkilileri karmasadan Türkler’i sorumlu tutan ortak demeç verdiler. Diger demeçler de ayni mealde. Kisacasi Güney’de parmaklar gerçek faili isaret ediyor: “Sanik (Türk) ayaga kalk!” Iste ben hep bunu isaret ettim. Ayrica sunu da ekleyeyim; PKK olsa da olmasa da, Türkler Kerkük’ün kimligini çarpitmak için ellerinden geleni yapacaklardir. Hatta sunun altini bir daha çiziyorum: PKK’nin varligi Türkler’in amaçlari için önemli bir engeldir. Çünkü iyi egitimli PKK gerillalari daglari tutmaktadirlar. Fiili bir müdahalede bu gücün asilmasi gerekir. Türkler bunun için daglik “sinir” alanlarini arkadan dolanacaklari hazir bir birlikleri Bamerni ve çevresindeki 800 mevcutlu askeri birligini takviye ettiler. Genis bir alana yayilan bu birligin mevcudu simdi 2300 kisi. Ayrica agir silahlarla takviye ettikleri bu birlik yönü daglara yönelik olarak mevzilenmistir. Ben bunu neden yaziyorum? Çünkü bunun gibi alabildigine fazla senaryo uygulanmak üzere beklemektedir.
Fakat ABD, el altindan da olsa, Türkler’e ayaklarini fazla uzatmama nasihatinda bulunuyorlar. Yine de Seçim kanunu’nun görüsülmesi Eylül’e kaldi. Bu tabii ki Türkler için bir avantajdir. Baskan Barzani ise su anda yurt disindadir. Ne getirecegini bilmiyoruz. Bu ani ziyaretin hayra alamet olmasi için BIRLIK sarttir. Bunun için PKK’nin Türk solu gibi bir yükten kurtulmasi gerekir. Biz Kürtler’e “Ulusal Politika gereklidir” diyen büyük bir partinin ulusalligi öncelikle kendi içinden baslatmasi elzem degil mi? Bunu bir düsünsünler derim. Tümü birlestiginde ancak bir kasabadaki belediye baskanimiz kadar oy alabilen bu partilere neden degerinin çok üstünde bir deger veriliyor anlamis degilim..
Herseye karsin, umarin Baskan Barzani yurda iyi seylerle döner..
2008-08-13
Sirac Kekuyon (Bilgin)

Geen opmerkingen: