AKP KAPATILSIN!
Erdoğan'ın "türban takıntısı", kadınlara "en az üç çocuk doğurun" talimatı, kadın-erkek ilişkilerine dair "Diyanet fetvaları", üç dört kadınla evliliğe izin veren, flörtü "zina" ile ilişkilendiren yaklaşımlar, "Batı'nın ahlaksızlığı" konusundaki vaazlar, tüm bunlar çağdışı bir İslami kültür ve ahlakın hükümet zoruyla yürürlüğe sokulmasıdır. Bu politika ve uygulamalar kadına bakıştaki ilkelliği sergilerler.Referansı İslam olan bir partinin "laiklik" ve "vatandaşlık" kavramlarını nasıl algıladığı tahmin edilebilir. İslam’ı çağa gore değiştirmek (reforme etmek) bile onların olmazları arasındadır. İslam’ın kural, emir ve yasakları onların indinde birer tabudur. Bunları "değiştirilemez" sayarlar. "Uyan uyar, uymayan uymaz" deseler de, uymayanların “günah işlediği"ni, “günahkar” olduklarını öne sürerler. İnsana "kul" gözüyle bakan bir zihniyetin kadını türbana mahkum etme çabası anlaşılır bir şeydir. Erdoğan'ın "Ayaklar baş olmaz" sözü yeşil sermayenin halka ve işçilere hangi pencereden baktığını gösterir. 2008 1 Mayısı'nda uygulanan vahşet siyasal temsilini AKP'de bulan "Anadolu Kaplanları"nın işçi ve emekçiye bakışının ifadesidir. Erdoğan hükümeti işçilerin sendikal tercihlerine müdahale etmekte, temsil ettiği sermaye kesiminin işçileri tarikat ve cemaat karanlığında tutmasına arka çıkmaktadır.Kürt sorunu da dahil bütün ulus ve azınlık sorunları AKP hükümeti tarafından askere havale edilmiştir.
TÜRK ASKERİ DENEN BARBARA TESLİM EDİLENİN HALİ NE OLUR, BUNU BİLMİYORMUSUNUZ? GADDAR AKP, BU NEDİR?
Bu sorunlara yaklaşımda Erdoğan hükümetinin TSK ile bir anlaşmazlığı yoktur. Ulus ve azınlık politikaları aynıdır. İslamcılar'ın halkçılığı olsa olsa kendisine oy veren Müslüman/Muhafazakar tabanla sınırlıdır. AKP’nin halktan anladığı tarikat ve cemaatlerde örgütlü dini bütün seçmen kitlesidir. Öncelikle onların talepleridir karşılamak istedikleri. Yeni ve demokratik bir Anayasa yapmaya cesaret edemeyen, Anayasa değişikliğini türbana kilitleyen bir partiyi demokratik dönüşüm ve değişimin partisi/öznesi gibi göstermek halkı aldatmaktır. AKP'nin demokratik görünme çabasının esas nedeni sistemde kendine yer açmak için Batı desteğine muhtaç olmasıdır. Ergenekon davası "çete düzeni"nden ve darbecilerden köklü bir hesap sormak için değil, AKP’nin kendi varlığı ve menfaatleri yüzünden gündeme girmiştir. Soruşturmanın TSK ile üstünde anlaşılabilen zeminde tutulması AKP demokratlığının sınırlarına işaret eder.Dışişleri Bakanı Babacan Avrupa Parlamentosu'nda, "Türkiye'de sadece azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor" derken doğru konuşmuyor. "Müslüman çoğunluğun" dini baskı altında olduğu bir yalandır. "Müslüman çoğunluk" Osmanlıdan beri imtiyazlıdır, baskıcıdır. Bu topraklarda Müslümanlar, Müslüman oldukları için baskı görmemiştir. Şeriat devleti özlemlerinin kontrol altına alınmış olması dinsel bir baskı değil, statükonun laiklik anlayışından kaynaklanan bir siyasal sınırlamadır. Dinsel baskı altında olanlar gayrimüslim azınlıklar, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ve özellikle de Kızılbaşlar ve Ezdiler'dir. Bu topraklarda dinsel baskı İslami baskıdır ve bunun tek biçimi de "Mahalle baskısı" değildir. Bu İslami baskının hem devlet, hem de "Müslüman çoğunluk" tarafından çift taraflı icra edildiğini bilmeyen yoktur. Ergenekon davası ise militarist barbar devletin bir suc örgütü olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Iddianame ve tutuklamalar kendi başına önemlidir. Generaller terör şebekesi kurmakla suçlanmışlardır. Devlet adına insanlık dışı organize suçlar işlenmiştir. TSK üst yönetiminin Hizbullah, PKK, Mafya, Dev-sol ve envay çeşit kriminal örgütle olan ilişkileri açığa çıkmıştır. Bunlar çok önemli gelişmelerdir. Binlerce subay ve polis cinayet işlemiş, ağır adi suçlara bulaşmştır.Ergenekon devlet icinde bir ur değil, devletin kendisidir. TSK, polis teşkilatı ve son 30 yılın katil yöneticileri bütünüyle soruşturulmadan Turkiye’de hukuk devleti kurulamaz. Tansu Çiller, Demirel, Bahçeli, Baykal, Ağar, Kenan Evren' e, dönemlerin cunta ileri gelenleri ve suç ortakları sivil kuklalarına dokunulmuyor, çünkü bunlar AKP nin varlığını sağlayanlardır. Baykal olmasaydı bu kaddar kuvvetli bir AKP olabilirmiy di? AKP, kendişi için telefonla kapatma emrini veren genelkurmayı adı gibi biliyor ama ona da dokunmuyor! Genelkurmayın verdiği emir doğrultusunda, bütün suçların Kürt ve diğer azınlıkların üstüne atılarak, yaşil ve kırmızı çetelerin yeniden birlikte 'yüce devleti yüceltmeleri' ve ganimeti paylaşmak için çetelerarası uzlaşma önerisine hemencecik yeşil ışık yakıyor. Veli Küçük ise devlet icinde umutsuz marjinal bir çeteye dönüşmüş, karşı çetelerle görüş birliğini kaybetmiş ve sonuç olarak harcanmıştır, fazla bir şey değil bu!!!Anadolu ve mezopotamya halklarının çıkarları, AKP müslüman tayfalarının ve dünyanın 2. büyük ordusu olan TC militer-kriminal örgütlenmesinin yıkılmasındadır. AKP, Arap ve Farsi Molla sistemlerinin uzantısıdır, Anadolu' nun yeniden Osmanlı barbarlığına dönüşünü öngörür. Avrupa düşmanı bir harekettir. Ama bu aşamada iktidarını sağlama almak amacıyla geçici olarak Avrupa karşıtlığını arka plana itti...AKP, din değil, büyük bir imparatorluğu hedefliyor, din politik bir araç olarak kullanılacaktır: TC ordusu bu konuda AKP' den farklı düşünmüyor. Erdoğan'ın bar bar bağırıp kadınların göbeklerini daha fazla şişirmelerini, sayısal alanda Avrupa nüfusunu geçmek için büyük projelerin içine girmesi bunun ispatıdır. Çünkü Avrupa' da hala demokrasi vardır ve oylar belirlyor, Avrupalı doğum değil, köpek besliyor ve AKP' yi de ılımlı demokrat islami bir parti zanederek destekliyor, yaşlı tarihinin en derin uykusuna yatmış durumda!!. AKP, müslüman akıncıları aptal değiller, tam da bu noktada Avrupa yanlısı gibi görünüp, önce AB üyeliği sağlanacak ve arkasından asıl plan yürürlüğe konulacaktır:Ama, AKP, AVRUPANIN İÇERDEN ELE GEÇİRİLMESİNDE BAZI ÜST DERECE KOMUTANLARLA GÖRÜŞ AYRILIĞINA DÜŞMÜŞTÜR! Şimdiki askeri kadro AKP ye boyun eğse AKP bunların hiç birine dokunmayacak ve hatta rütbeleri azsa daha fazlasını verecektir. AKP, nin orduyu reformize etme diye bir derdi yoktur. Ordu' nun laikliği ise paradan başka bir şey değldir. AKP nin temellerini atanlar 12 Eylül cuntacıları ve onların devamı şimdiki askeri kadrodur. AKP kapatılmalıdır: ama ne yazık ki demokrasi ve hukuk devleti seklinde bir talebi olmayan Müslüman Türk halkı veya Anadolu seçmeninin ezici çoğunluğu böyle davaların bir hukuk devletinin kurulmasıyla sonuçlanmasını imkansız kılıyor. Sorun sadece bir savcı veya yargıçlar heyeti meselesi değildir. Demokrasi ve hukuk devleti istemeyen bir halkla Türk devletini kendi kendine temizlenmeye ve hukuk devleti olmaya zorlayamazsınız.
Geen opmerkingen:
Een reactie posten